Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/8-293 Esas 2006/308 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/8-293
Karar No: 2006/308

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/8-293 Esas 2006/308 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2006/8-293 E.  ,  2006/308 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/11/2005
    NUMARASI : 2005/310 E-  492 K.

    Taraflar arasındaki “tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.11.2004 gün ve 2002/623 E-2004/567 K.           sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 04.05.2005 gün ve 2005/2943-3511 sayılı ilamı ile, (...Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları belirtilen dava konusu yerin vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı Köy Tüzel Kişiliği, yargılama oturumlarına katılmamış, cevap ve delil bildirmemiştir.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK.nun 713/1.maddesi hükmü uyarınca tescili isteğine ilişkindir.  Dosyadaki bilgilere göre tescil konusu taşınmaz 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında hali arazi (ekilemez arazi) niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır. Bu  nitelikteki bir yer kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, koşullarına uygun olarak imar ve ihya edilmesi ve ihya olgusunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yılı aşkın süre ile kullanılması halinde kazanılabilir. Somut olayda; yerel bilirkişi ve tanıklar, davacının bu yerdeki ahşap evi yenilediğini ifade etmişler, bilirkişi kurulunun müşterek imzalı 06.06.2004 günlü raporunda da davacı tarafça para ve emek harcanarak 1996 yılında yapılan tadilatla evin oturulacak hale getirildiği açıklanmıştır. Yargıtay’ın konuya ilişkin yerleşmiş uygulamalarına göre, ev onarımı veya ev yapılması ihya  sayılmaz. Dosya içeriği ve toplanan deliller karşısında kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır. 
    Kabul şekline göre de; dava niteliği itibariyle davalılar yasal hasım durumunda olup, harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. Alınması gerekli harcın davacıdan alınması ve tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken peşini harcın davacıya iadesine ve yargılama giderlerinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, zilyetliğe dayalı tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, davaya konu taşınmazın, kadastro tesbiti sırasında tespit harici bırakıldığını; yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı köy muhtarlığı davaya cevap vermemiş, davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm, Özel Dairece; yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
    İddia, savunma, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları, tüm dosya içeriğine göre, davaya konu taşınmazın 1950 yılında gerçekleştirilen kadastro tespiti sırasında, tespit harici bırakıldığı, bilirkişilerce düzenlenen krokide (A) ile gösterilen bölüme, 1990 yılında davacı tarafından, ev inşa edildiği, geri kalan kısımdaki kerpiç evin davacının murisi tarafından 30 yıl önce yapıldığı, halen kömürlük ve depo olarak kullanıldığı, bahçenin ise ağaç dikilmek suretiyle zilyet ve tasarruf edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, dava konusu taşınmazın, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen  bölümü için Türk Medeni Kanunu’nun 713.maddesinde öngörülen, zilyetlikle iktisap süresinin dolmadığı, kömürlük ve depo ile bahçe olarak kullanılan kısım için davacı yararına anılan Kanun hükmü uyarınca, zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
    Hal böyle olunca, 1)krokide (A) ile gösterilen kısım bakımından, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen direnme hükmü doğru değildir; bozulmalıdır.
    2)Krokide (A) ile gösterilen kısımdaki evin güney duvarından düz bir hat çekilmek suretiyle güneyde kalan kömürlük, depo ve bahçe bölümü hakkındaki davanın kabulüne ilişkin olarak verilen direnme kararı usul ve yasaya uygundur. Onanması gerekir.
    S O N U Ç : 1-Davalı Hazine vekilinin, temyiz itirazlarının, 06.06.2004 tarihli bilirkişi raporuna  ekli krokide (A) ile gösterilen bölüm için kabulüne, bu bölüm bakımından direnme kararının yukarda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA oybirliğiyle,
            2-Davalı Hazine vekilinin, taşınmazın kömürlük, depo ve bahçe olarak kullanılan bölümü için temyiz itirazlarının reddine, direnme kararının bu bölüm bakımından yukarda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, oyçokluğula  24.05.2006 gününde karar verildi.

     

    Hemen Ara