Esas No: 2022/1006
Karar No: 2022/2705
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1006 Esas 2022/2705 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/1006 E. , 2022/2705 K.Özet:
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu mirasçıların takibin iptalini talep etmeleri nedeniyle verilen takibin iptali kararını inceledi. Mahkeme, TMK'nun 625. maddesi gereğince tereke defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçıların mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceğinden icra takibi yapılamayacağına hükmetti. Ancak, buna rağmen mirasın tespiti için koruma önlemi olarak tereke defteri tutulması işlemi, maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etki yaratmayacağı için takibin iptaline sebep olmayacağı sonucuna vardı. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise şöyle: TMK'nun 619. maddesi (mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir), TMK'nun 625. maddesi (resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz).
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
DAVACILAR :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlu mirasçılar ... ve ...’ın icra mahkemesine başvurularında; diğer borçlu mirasçı ...’a velayeten annesi tarafından açılan ve İstanbul ... 14. Sulh Hukuk Mahkemsi’nin 2021/3 Tereke sayılı dosyasında görülen terekenin tespiti, defter tutulması ve miras ortaklığına temsilci atanmasına ilişkin dava nedeniyle, TMK’nun 625. maddesi gereğince haklarında takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesi’nce, istemin kabulü ile şikayetçiler yönünden takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
TMK'nın 619. maddesinde; ”Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir…”
TMK'nun 625. maddesinde ise; "Resmî defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Bu süre içinde zamanaşımı işlemez. Acele hâller dışında, davalara devam edilemiyeceği gibi, yeni dava da açılamaz." hükmü yer almaktadır. Tereke defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden TMK'nun 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağı düzenlenmiştir. Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda; İstanbul ... 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/3 Tereke sayılı dosyasında görülen davaya ilişkin dava dilekçesinin incelenmesinde; davanın şikayette taraf olmayan ancak mirasçı sıfatıyla takip borçlusu olarak takipte taraf olan ...’a velayeten takipte alacaklı olan annesi ... tarafından açıldığı, dava konusunun, terekenin mirasçılara tam ve eksiksiz olarak geçmesinin ve terekenin korunmasını teminen terekenin tespiti, defter tutulması ve terekeye genel yetkili temsilci atanması olduğu görülmekte olup, söz konusu dava dilekçesinde davacının TMK’nun 619. maddesi gereğince resmi defter tutulmasına ilişkin bir talebinin bulunmadığını, talebin aynı Kanun’un 589 ve 590. maddelerine dayalı koruma tedbirlerine yönelik olduğunu açıkça belirttiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu anlatılanlar ışığında, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada istek; TMK’nun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Kanun’un 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem,tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. "Koruma önlemi" olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz.
Hal böyle olunca; mirasçı ... adına Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, TMK’nun 619. maddesine dayalı resmi defter tutulması talebinin bulunmadığı açıkça belirtilmiş olduğundan, aynı Kanun’un 589 ve devamı maddeleri gereğince yapılan istemin niteliği itibariyle, TMK’nun 625. maddesi gereğince takip yapılamayacağı sonucunu doğurmayacağının kabulü gerekir.
O halde mahkemece yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca, mirasçı ...’a velayeten annesi tarafından açılan davanın, terekenin resmi defterinin tutulması veya terekenin resmi tasfiyesine ilişkin olmadığı nazara alınarak, şikayetçi mirasçıların takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü ile takibin iptali ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi'nin 02.12.2021 tarih ve 2021/1772 E. - 2021/1777 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve Kayseri 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.10.2021 tarih ve 2021/348 E.- 2021/457 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 03/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.