Esas No: 2022/2249
Karar No: 2022/3051
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2249 Esas 2022/3051 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/2249 E. , 2022/3051 K.Özet:
Borçlu, bir taşınmaz ihalesinin feshi için icra mahkemesine başvurmuş. İlk derece mahkemesi davanın reddi ile ihale bedelinin % 10’u oranında para cezasına hükmetmiş. Borçlu, bu karara istinaf yoluna başvurmuş; ancak istinaf yolu reddedilmiştir. Borçlu tarafından son karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesi bu kararı da reddetmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar ile 05/11/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildikten sonra borçlunun esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. Sonuç olarak, kamu düzenine aykırılık nedeniyle, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi isabetsiz bulunmuş ve karar resen bozulmuştur. Karar, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca para cezasına hasren resen bozulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, 03/11/2020 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddi ile ihale bedelinin % 10’u oranında para cezasına hükmedildiği, bu hükme karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince; davanın pey süren ... ve ihaleye katılan ... yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddi ile, alacaklı ... Kredi Bankası ve ihale alıcısı ... yönünden esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen 06/09/2021 tarihli ek karar ile; temyiz maktu karar harcının tamamlatılması konusunda borçluya çıkartılan muhtıra tebliğine rağmen yasal süre içerisinde tamamlanmadığından HMK’nun 434/3. maddesi gereğince borçlunun temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, söz konusu ek kararın borçlu tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 05/11/2021 tarihli ek karar ile 06/09/2021 tarihli ek kararın süresi içerisinde temyiz edilmemesi nedeniyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, dosyadan el çekilmiş olması nedeniyle istemin reddine karar verildiği, borçlu tarafından bu defa son karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu görülmektedir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6100 sayılı HMK’nun 366. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanun’un 344. maddesi gereğince istinaf dilekçesi verilirken gerekli harç ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren mahkeme tarafından verilecek 1 haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir.
Bu açık ifadeden de anlaşılacağı üzere hakim tarafından “istinaf (temyiz) harç ve giderlerinin tamamlanması için 1 haftalık kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir. Şayet, bu süre, yasada belirtilen usule uyulmadan ve yazılıp altı hakimce imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da hakim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa, geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur.
Mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin istinaf (temyiz) harcı veya giderinin tamamlanması için istinaf (temyiz) edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine istinaf (temyiz) harcını veya giderini ödememiş olan taraf, istinaf (temyiz) talebinden vazgeçmiş sayılamaz.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, 6100 sayılı HMK’nun 344. (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434/3. maddesi) çerçevesinde hakim kararı ile eksik harç ve giderlerin tamamlanması istemiyle ayrıca bir muhtıra düzenlenmeli ve bu muhtırada, yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; buna yönelik olarak da ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır.
Bu hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.06.1968 gün ve 1968/9-483 E. - 476 K.; 01.10.1969 gün ve 1969/2-417 E.-719 K.; 19.02.1997 gün ve 1996/2-897 E.-1997/86 K.; 13.04.2005 gün ve 2005/12-237 E.-248 K.; 30.11.2005 gün ve 2005/5-634 E.-680 K.; 09.05.2007 gün ve 2007/12-178 E.-249 K.; 22.07.2009 gün ve 2009/18-348 E.- 398 K. sayılı ilamlarında açıkça vurgulanmış; daha sonra verilen kararlarda da kararlılıkla bu uygulama sürdürülmüştür. Nitekim, doktrinde de aynı görüş benimsenmiştir (Baki, Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Bası, Cilt 5, Sayfa 4587 vd.) (Hukuk Genel Kurulu'nun 16.6.2010 tarih ve 2010/19-86 E., 2010/330 K. sayılı kararı).
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden borçluya gönderilen temyiz harçlarının yatırılmasına dair tebligat zarfı üzerine “…HMK'nın 366. maddesi yollamasıyla HMK 343-349. maddeleri gereğince 292,10 TL temyiz başvurma harcı, 59,30 TL temyiz maktu karar harcının eksik yatırıldığı anlaşılmakla, işbu tebligatın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği hususu ihtar ve tebliğ olunur” meşruhatının yazılı olduğu ancak meşruhatın altında hakimin imzasının bulunmadığı görülmüştür.
Bu durumda; tebligat üzerine yazılan ve hâkimin sicil numarası ve imzasını taşımayan açıklamalar, yasanın aradığı yönteme uygun kabul edilemeyeceği gibi, hâkim tarafından verildiğinin kabulüne de olanak yoktur. Bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de değildir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesinin, hâkim tarafından verilmiş, usulüne uygun bir kararı ve tebligatı bulunmadığından, hâkim imzasından yoksun bildirimin hukuken geçerli kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi, usule aykırı ve geçersiz bu belgenin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurması da kabul edilemez.
Dolayısıyla, bu tebligat anılan Kanun hükmüne uygun olmadığından, gerekleri süresi içerisinde yerine getirilmemiş olsa dahi, buna dayanılarak temyiz talebinde bulunan tarafın hükmü temyiz etmekten vazgeçmiş sayılmasına olanak yoktur.
Hâl böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince verilen 06/09/2021 tarihli temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar ile 05/11/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildikten sonra borçlunun esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
İİK’nun 134. maddesinin 2. fıkrasında; “…Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmü emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 06/10/2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere; kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz.
Somut olayda, bölge adliye mahkemesince şikayetin alacaklı ve ihale alıcısı yönünden esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verilmesi yerinde ise de, şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi isabetsiz olup, para cezası yönünden kararın resen bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda yazılı kamu düzenine aykırılık nedeniyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 04/06/2021 tarih ve 2021/544 E.- 2021/867 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca para cezasına hasren resen (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.