Esas No: 2021/12768
Karar No: 2022/3173
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/12768 Esas 2022/3173 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/12768 E. , 2022/3173 K.Özet:
Alacaklının, bir şirketin mal varlığına yönelik hacze ilişkin istihkak davasına yönelik temyiz itirazları incelenmiştir. İlk olarak, istihkak iddiası için ön koşul olan üçüncü kişinin sınırlı bir ayni hakka dayanarak iddia ileri sürmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosyada üçüncü kişinin şirketin ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, istihkak iddiasının geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır.
İkinci olarak ise, yapılan incelemeler sonucunda alacaklının iddia ettiği danışıklı işlem konusunda yeterli araştırma yapılmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle borçlu ve üçüncü kişi şirketlerinin SGK kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve vergi kayıtları gibi belgelerin getirtilerek uzman bilirkişinin raporu doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: İİK'nın 96/3, 99; HMK'nın 114/h, 115/2; HUMK'nun 428. ve İİK'nun 366. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1) Alacaklının Cumhuriyet Mahalesi,.....'da yapılan hacze ilişkin istihkak davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı, 29/01/2016 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan ve haciz tarihi itibariyle de fiilen faaliyette bulunduğu adrese gidilerek borçluya ait menkullerin haczedildiğini, istihkak iddiasının mal kaçırmak için muvazaalı olarak öne sürüldüğünü belirterek öncelikle haczin İİK’nin 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptaline, olmadığı takdirde istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece haciz yapılan adresin borçlunun adresi ile aynı olmadığı, malların borçluya ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka dayanılarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.
Somut olayda, dava konusu 29.01.2016 tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunan Habil Akbulut'un üçüncü kişi şirketin ortağı ya da yetkili temsilcisi olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Öte yandan davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır.
O halde, davacı alacaklının İİK'nın 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nın 114/ h ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiş, bozma nedenine göre sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
2) Üçüncü kişi şirketin ......, 3896 Sokak No:.....te yapılan hacze ilişkin istihkak davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklının, 29/01/2016 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan ve haciz tarihi itibariyle de fiilen faaliyette bulunduğu adrese gidilerek borçluya ait menkullerin haczedildiğini, istihkak iddiasının mal kaçırmak için muvazaalı olarak öne sürüldüğünü belirterek öncelikle haczin İİK’nın 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin müdürlük kararının iptaline, olmadığı takdirde istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece dosya arasında bulunan ticaret sicil yazıları ve fatura gibi tutanaklardan menkullerin borçluya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, istihkak iddiasının reddi ile haciz tutanağındaki eşyaların borçluya ait olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, alacaklının memur muamelesini şikayet ile terditli olarak açtığı İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Temyize konu olayda, alacaklı yanca, davalı üçüncü kişi şirket ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu iddia edilmesine rağmen mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı görülmektedir.
Buna göre; öncelikle borçlu şirket ve üçüncü kişi şirket bünyesinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru çalışanların tamamının listesini gösterir SGK kayıtlarının getirtilmesi, öte yandan borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ olduğu iddia edildiğine göre, borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ortakları ile hisse devirlerini ve faaliyet adreslerini gösterir ticaret sicil kayıt örneklerinin dosya arasına alınması, ayrıca borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin vergi kayıtları getirtilerek dava konusu haciz adresinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin Vergi Dairesindeki kayıtlar üzerinden belirlenmesi, borçlu şirketin ticaret sicil adresinde ve haciz adresinde halihazırda faaliyet gösterip göstermediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, bunların yanında davalı üçüncü kişinin devraldığını bildirdiği mallara ilişkin fatura içeriklerinin davaya konu mahcuzlarla ve ticari defterlerindeki (açılış kapanış tasdikleri de gözönünde bulundurularak) kayıtlarla karşılaştırılması, ödemelerin yapılıp yapılmadığının saptanması için ticari defterlerinin getirtilerek uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.