Esas No: 2022/689
Karar No: 2022/3472
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/689 Esas 2022/3472 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/689 E. , 2022/3472 K.Özet:
İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'nde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu tarafından imzalanan başka bir belgedeki imza kısmının üstü doldurularak senet haline getirilerek sahte olarak oluşturulduğu iddiasıyla takibin iptali talep edildi. Mahkemece davaya ilişkin olarak verilen karar, Daire tarafından bozuldu. Ancak yerel mahkeme, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesine gerek olmadığını belirterek istemi reddetti. Karar temyiz edildi ve Yargıtay, yerel mahkemenin İİK'nun 72/5. maddesi gereğince takibin derhal durdurulması yönünde hüküm vermesi gerektiğine karar verdi. İİK'nun 72/5. maddesi, menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takibin durdurulacağını belirtmektedir. Sonuç olarak, borçlunun temyiz itirazları kabul edilerek İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca karar bozuldu ve takibin derhal durdurulması gerektiği hükme bağlandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda; takibe konu senedin, borçlu tarafından imzalanan başka bir belgedeki imza kısmının üstü doldurularak senet haline getirilmek suretiyle sahte olarak oluşturulduğunu ve alacaklı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 19.10.2009 tarih ve 2009/17915 E. - 2009/19605 K. sayılı ilamı ile, asliye ticaret mahkemesinde açılan menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, alacaklının bozma kararına karşı karar düzeltme talebinin de Dairemizce reddedildiği, mahkemece bozmadan sonra verilen karar ile Dairemizin değişen içtihatları gerekçe gösterilmek suretiyle menfi tespit davasının beklenmesine gerek olmadığı belirtilerek istemin reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Her ne kadar, sahtelik iddiasının imza itirazı dışındaki bir nedene (yazıda sahtelik) dayanması halinde Dairemiz; İcra ve İflas Kanunu'nda bir düzenleme bulunmadığından HMK'nun 209. maddesinin uygulanması gerektiği görüşünde iken, daha sonra içtihat değişikliğine giderek, senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiasının borca itiraz niteliğinde olup, bu konunun da İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle, HMK'nun 209. maddesinin bu yönden uygulama yerinin olmadığı, bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaların bekletici mesele yapılamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar verilemeyeceği görüşünü benimsemiş ise de; vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 19.10.2009 tarih ve 2009/17915 E. - 2009/19605 K. sayılı ilamı ile; yerel mahkeme kararının, takip dayanağı senetle ilgili olarak İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2008/82 E. sayılı menfi tespit davasında, 01.3.2008 tarihli bilirkişi raporunun da alındığı gözetilerek, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiğine ve yerel mahkemece de anılan bozma kararına uyulduğuna göre, Dairemizin içtihat değişikliği gerekçe gösterilerek usuli kazanılmış hakkın ihlaline sebep olacak şekilde, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesine ilişkin karardan dönülmesi doğru bulunmamıştır.
İİK’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince; menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir.
O halde mahkemece; dosyada mübrez İstanbul ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.4.2021 tarih ve 2014/563 E. - 2021/600 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve takibe konu senetten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görüldüğünden; İİK’nun 72/5. maddesi gereğince takibin derhal durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olacak şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.