Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/10379 Esas 2022/3487 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10379
Karar No: 2022/3487
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/10379 Esas 2022/3487 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir alacaklı, borçlular aleyhine başlatılan takip nedeniyle yapılan haciz sırasında, mahcuzların borçluyla ilgisini gösteren emareler olmasına rağmen, icra müdürlüğünün haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünün kararının kaldırılması ile İİK’nun 97. maddesi gereğince takibin devamı yönünde karar verilmesini istemiştir. Ancak şikayetin reddedilmesi üzerine alacaklı tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin ise yerel mahkemenin kararını bozarak, hacizde İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasına ilişkin icra müdürlüğünün kararının iptal edilmesine karar vermiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, dosyada mevcut ve geçerli herhangi bir istihkak iddiası bulunmadığından, HMK’nun 114/h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini belirtmiştir. İİK’nun 96/3. maddesine göre, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir, aksi halde bu kişiler aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybederler. Geçerli istihkak iddiasının varlığının, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
12. Hukuk Dairesi         2021/10379 E.  ,  2022/3487 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki 3. Kişi ARF Hazır Yemek Pazarlama A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Şikayetçi alacaklı icra mahkemesine başvurusunda; borçlular aleyhine başlatılan takip nedeniyle yapılan haciz sırasında, mahcuzların borçluyla ilgisini gösteren emareler olmasına rağmen, icra müdürlüğünce haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünün 20.7.2020 tarihli kararının kaldırılması ile İİK’nun 97. maddesi gereğince takibin devamı yönünde karar verilmesini istemiş, İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin reddine hükmedilmiş, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce alacaklının istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve yerine; şikayetin kabulü ile 28.02.2020 tarihli hacizde İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasına ilişkin icra müdürlüğünün 20.7.2020 tarihli kararının iptaline karar verilmiş, karar 3. kişi Arf … A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
    Talep, alacaklı tarafından yapılan İİK’nun 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayete ilişkindir.
    İİK'nun 96/3. maddesi uyarınca, malın haczini öğrenen borçlu veya üçüncü şahsın öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir, aksi halde bu kişiler aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybederler.
    İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Geçerli istihkak iddiasının varlığının, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
    Somut olayda, şikayete konu 28.02.2020 tarihli haciz esnasında, çalışan olduğunu beyan ederek 3. kişi Arf … A.Ş. yararına istihkak iddiasında bulunan ...’un, dosyada mübrez ticaret sicil kayıtlarına göre, adı geçen şirketin temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, üçüncü kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Mevcut dosya kapsamında, 3. kişi şirket yetkilisi yada vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış geçerli bir istihkak iddiasına da rastlanmamıştır.
    Hal böyle olunca; dosyada mevcut ve geçerli herhangi bir istihkak iddiası bulunmadığından, HMK'nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 03.6.2021 tarih ve 2020/2160 E. - 2021/1665 K. sayılı kararının yukarıda belirtilen nedenlerle re’sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre 3. kişinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 17/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara