Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/20-339 Esas 2006/278 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/20-339
Karar No: 2006/278

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/20-339 Esas 2006/278 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin \"tespit ve tescil\" davasıyla ilgili olarak verdiği karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş ancak yapılan yeniden yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnmiştir. Ancak Hukuk Genel Kurulu, mahkeme kararlarında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği yönündeki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388 ve 389. maddelerine uygun şekilde hüküm sonucu kısmında açık bir şekilde belirtilmemiş olması nedeniyle mahkeme kararı bozulmuştur. Ayrıca Ceza Genel Kurulu'nun kararı doğrultusunda bozulan bir kararın yerine getirilme yeteneği yitirdiğinden atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı da vurgulanmıştır. HUMK.nun 388.maddesi, 389.maddesi ve 381.maddesi kararların açıklık ve netliği sağlaması açısından önemlidir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/20-339 E.  ,  2006/278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 27/12/2005
    NUMARASI : 2005/369 -620

    Taraflar arasındaki "tespit ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 6.Asliye Hukuk Mahkemesince  davanın  reddine  dair verilen 30.11.2004 gün ve 2002182  E. 2004/1159  K.  sayılı kararın incelenmesi davacı vekili  tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi"nin 14.6.2005  gün ve  2005/3145 E. 2005/7845 K.           sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
    Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415  sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).
    Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).
    Somut olayda da aslolan kısa  kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.
    O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin  yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı  vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine,  10.5.2006  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara