Esas No: 2021/11400
Karar No: 2022/3680
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11400 Esas 2022/3680 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/11400 E. , 2022/3680 K.Özet:
Alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu imzaya itiraz etti. İlk derece mahkemesi imzaya itirazın reddine karar verdi. Borçlu tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, raporlar arasındaki çelişkiye dikkat çekerek Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını istedi. Mahkemece alınan son raporda ise imzanın doğruluğunun tespit edilemediği belirtildi. Ancak dosyada bulunan bir diğer raporda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu belirtilmişti. Bu nedenle, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, itirazın reddi gerekirken takibin durdurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığına hükmetti.
5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi, 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi'nin 17.09.2021 tarih ve 2021/1887 E.- 2021/1972 K. sayılı kararı kaldırıldı. Kırıkhan İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.12.2020 tarih ve 2020/28 E. - 2020/73 K. sayılı kararı bozuldu. Peşin alınan harç istek halinde iade edilecek, dosya İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilecek ve kararın bir örneği de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilecek.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair hususlarla birlikte imzaya itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince,imzaya itirazın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile 3 kişilik Uzman Bilirkişi heyetinden alınan rapor arasında çelişki olduğundan bahisle, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğinden bahisle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda da imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtilmesi üzerine mahkemece davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı alacaklı yanca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesin’ce alacaklının istinaf talebinin esastan reddine dair hüküm kurulduğu görülmektedir.
Somut olayda; Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen 02.03.2018 tarihli raporda; senetteki imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik metaryal ve yazı unsuru içermeyen ,tersimi basit,taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin tespit edilemediğinin bildirildiği, alacaklı tarafından yeni bir rapor alınmasının talep edilmesi üzerine mahkemece üç kişilik heyetten rapor aldırıldığı ve alınan raporda imzaların borçlunun eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının belirtilmesi üzerine mahkemece davanın reddine karar verildiği, borçlu tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesin’ce raporlar arasında çelişki oluştuğundan bahisle Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire Başkanlığından rapor alınması için dosyanın geri gönderilmesine karar verilmesi üzerine mahkemece yeniden imza incelemesi yaptırılmak üzere dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na sevk edildiği ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 27.10.2020 tarihli raporda ise; inceleme konusu senetlerde atılı imzaların borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtilmesi üzerine mahkemece bu kez davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar mahkemece imzaların aidiyetinin belirlenememesi sebebiyle kesin kanaat bildirilemeyen raporların borçlu lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut 22.05.2018 tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği, bahsi geçen raporun uzman bilirkişiler tarafından gerekli cihazlar kullanılmak suretiyle usulüne uygun inceleme sonucunda hazırlandığı ve keşide tarihinden evvel atılı mukayeseye esas belgelerle birlikte istiktab tutanağı da gözetilerek değerlendirme yapıldığı, dolayısıyla usul ve yasaya uygun olup kesin kanaat içeren bahsi geçen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, buna göre Bölge Adliye Mahkemesinin raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle yeni bir rapor alınması gerektiğine ilişkin değerlendirmesi sonucunda alınan üçüncü raporun gereksiz olduğu anlaşılmaktadır.
O halde imzanın borçluya ait olduğuna dair kesin kanaat bildiren rapor doğrultusunda itirazın reddi gerekirken, takibin durdurulmasına karar verilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi'nin 17.09.2021 tarih ve 2021/1887 E.- 2021/1972 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Kırıkhan İcra Hukuk Mahkemesi’nin 29.12.2020 tarih ve 2020/28 E. - 2020/73 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.