Esas No: 2006/3-298
Karar No: 2006/254
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/3-298 Esas 2006/254 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yusufeli Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2005
NUMARASI : 2005/184 -191
Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yusufeli Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.04.2005 gün ve 2005/7-64 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 18.07.2005 gün ve 2005/7795-8129 sayılı ilamı ile; (“Davacı dilekçesinde; davalının köy muhtarı olup, kendisine iftira attığını (din düşmanı gibi gösterdiğini) iddia ederek; davalının haksız fiili sonucu duyduğu derin üzüntü nedeniyle 4.000.000.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; “davalının davacı hakkında köyde konuştuğu ve olmayan şikayet hadisesi için davacıyı suçladığı bu nedenle davalının manevi zarara uğradığı” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle 2.000.000.000 TL (2.000,00 YTL) manevi tazminatın faizi ile tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir
Manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.
Borçlar Kanununun 49.maddesi gereğince kişisel çıkarları (hakları) halele uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir.
Bir kişinin üzerine suç atılarak şikayet edilmesi, hakkında kovuşturma açılması ve yargılanması veya haksız yere dava açılması, onun, kişisel değerlerinden olan onur ve saygınlığının toplum içinde tartışılmasına ve dolayısıyla yaralanmasına neden olur. Kişinin kişisel değerleri ise yasa tarafından korunmaktadır. (Türk Medeni Kanununun 24.maddesi) Ne var ki kişilik hakkı, kişisel değerlere yapılan her saldırıyı korumaz. Özgürlük hakları gibi kişilik hakkının da bir sınırı vardır. Diğer taraftan yargı önünde hak arama, şikayet özgürlüğü ve mahkemelere başvurma hakkı Anayasalarca yurttaşlara tanınan özgürlük haklarındandır.
Somut olayda, davacı; davalı köy muhtarının, izinsiz olarak köye getirdiği kurs hocalarının; kendisi tarafından şikayet edildiğini köyde yayarak, kendisinin din düşmanı gösterildiğini, bundan derin üzüntü duyduğunu iddia ederek; davalı köy muhtarından manevi tazminat istemektedir. Oysa, izinsiz olarak köyde ders veren kurs hocalarının şikayet edilmesi Anayasalarca yurttaşlara tanınan özgürlük haklarındandır. Davacının böyle bir hakkı kullanması en tabii hakkı olduğu gibi, böyle bir hakkı kullanmadığı halde, kullanılmış gibi (şikayet etmiş gibi) gösterilmesi de davacıyı üzecek, toplum içinde tartışılmasına ve dolayısıyla yaralanmasına neden olacak bir husus değildir. Kaldı ki, dinlenen tanık beyanlarına göre; davalı şikayeti davacının yapmış olabileceğini söylemiştir. Söylenen sözün, davacının onurunu incitici ve manevi tazminatı gerektiren bir olgu olarak kabul edilmesi düşünülemez.
Mahkemece, unsurları sabit olmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 03.05.2006 gününde, oybirliği ile karar verildi.