Esas No: 2022/2842
Karar No: 2022/4856
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2842 Esas 2022/4856 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/2842 E. , 2022/4856 K.Özet:
Mahkeme kararı, İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasının reddine karar verilmesine rağmen, atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi sonucunda hüküm kısmı ile gerekçesi arasında çelişki oluştuğu gerekçesiyle bozulduğunu belirtmektedir. Kararda, bir mahkeme kararının gerekçesinin, kurulan hükmün mahkemece nasıl nitelendirildiğini ve hangi nedenlere dayandırıldığını ortaya koyması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, HMK'nun 359. maddesinde bölge adliye mahkemesince verilen kararın hangi hususları içereceği belirtilirken, HMK'nun 298/2. maddesi uyarınca gerekçe/hüküm çelişkisi yaratılmaması gerektiği ifade edilmiştir. Kararın İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen bozulmasına karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkikinin davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince, hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin ve her türlü kararların gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195 E., 238 K. sayılı usulden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde de vurgulandığı üzere, "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir."
HMK'nun 359. maddesinde bölge adliye mahkemesince verilen kararın hangi hususları içereceği belirtilmiş olup, maddenin 2. fıkrasında; “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu maddede amaçlanan, özellikle infaza esas alınacak hüküm sonucunun şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmasıdır.
Öte yandan; HMK'nun 298/2. maddesi uyarınca “gerekçe/hüküm çelişkisi” yaratılmamalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasının reddine karar verilmiş ise de , hüküm kısmında yasal unsurları oluşmayan atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi sonucunda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği görülmektedir.
Mahkemece kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması, HMK'nun 298/2. maddesine aykırı ve başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re’sen (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.