Esas No: 2022/2834
Karar No: 2022/4850
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2834 Esas 2022/4850 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/2834 E. , 2022/4850 K.Özet:
İcra mahkemesine yapılan başvuruda, takip dışı davalı şirketin gerçeğe aykırı olarak haciz ihbarnamesine itiraz ettiği ve alacaklı tarafından tazminat istemiyle dava açıldığı belirtilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 89/4. maddesi uyarınca açılan tazminat davasının genel hükümlere göre görülmesi gerektiği ifade edilmiş ve bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Kararda, tazminat talebinin haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Sonuç olarak, davacı tarafından ıslah edilen talep miktarının zamanaşımına uğradığı belirtilerek davanın bu miktar yönünden reddedilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri İcra ve İflas Kanunu'nun 89/4. ve 338. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı 3. Kişi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. kişi) davalı ...Tıbbi Malz. Su Arıtma Cihazı Kim. Mad. Özl. Sağl. Merk. San ve Tic. Ltd. Şti'ne gönderilen haciz ihbarnamesine gerçeğe aykırı olarak itiraz edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının, mal ve hizmet bedeli tutarında tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece tazminat isteminin kabulüne dair karar verildiği,kararın davalı 3. kişi tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
İİK.'nun 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Tazminat davası genel hükümlere tabi olduğunda, yargılamanın genel hükümlere göre yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Zira alacaklı 3. kişinin gerçeye aykırı beyanından kaynaklanan haksız fiile dayalı olarak tazminat davası açmaktadır. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanunu 89/4 ve 338. madde hükümlerinin 3. kişinin gerçeğe aykırı beyanını suç olarak nitelendirmesi, 3. kişinin bu davranışının haksız fiil olduğunun açıkça bir göstergesidir. Tazminat talebi haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerekir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zamanaşımı süreleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar, şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK 89/4'e göre tazminat davası açması gerekir.
Öte yandan İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davası, icra mahkemesince genel hükümlere göre görüleceğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir. Bu Kanun'da da dava zamanaşımına ilişkin bir düzenleme yoktur. Ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanması mümkün değildir.
Somut olayda, üçüncü kişi ...Tıbbi Malz. Su Arıtma Cihazı Kim. Mad. Özl. Sağl. Merk. San ve Tic. Ltd. Şti adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesi, 30/07/2010 tarihinde tebliğ edilmiş, 89/1 haciz ihbarnamesine karşı 05/08/2010 tarihinde yasal süresi içerisinde üçüncü kişi şirket tarafından itiraz edilmiştir. Takip alacaklısı davacı vekilinin ise, 06/09/2010 tarihinde mal ve hizmet bedeli tutarında tazminat yönünden dava açtığı, mahkemece davacı tarafa tazminat miktarının belirtilmesi ve harcın yatırılması için süre verilmesi üzerine davacının 30/12/2010 tarihinde 5.000,00 TL tazminat talep ettiğini bildirdiği ve sonrasında 05/12/2016 tarihli 145.000,00 TL miktarlı ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını ıslah yoluyla artırdığı anlaşılmaktadır.
Islah; tazminat davasının bağlı olduğu hak düşürücü süre içerisinde yapılmalıdır. 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik itirazın 05/08/2010 tarihinde yapıldığı, 06/09/2010 tarihinde davacı tarafından mal ve hizmet bedeli tutarında tazminat yönünden dava açıldığı ve mahkemece davacı tarafa süre verilmesi üzerine davacının 30/12/2010 tarihinde 5.000,00 TL tazminat talep ettiğini bildirdiği, bu tarihe nazaran davanın ıslah edilen şekli ile tazminata ilişkin nispi harcın anılan 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden çok sonra 05/12/2016 tarihinde yatırıldığı görülmüş olup; bu durumda usulüne uygun olarak hak düşürücü sürede yapılan bir ıslah ve tazminat talebinin varlığından sözedilemez.Islah konusu edilen 145.000,00 TL miktarlı bu davayı yasal iki yıllık süreden sonra 05/12/2016 tarihinde ıslah ettiğinden , icra mahkemesince, davalı ...Tıbbi Malz. Su Arıtma Cihazı Kim. Mad. Özl. Sağl. Merk. San ve Tic. Ltd. Şti. yönünden tazminat talebinin ıslah edilen 145.000,00 TL yönünden zamanaşımına uğradığından bahisle davanın bu miktar yönünden reddi ile talep edilen 5.000,00 TL yönünden davanın kabulüne yönelik karar verilmesi gerekirken, davada talep miktarı kadar tazminata hükmedilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup , bunun yanısıra davacı alacaklının şirket ünvanının gerekçeli karar başlığında ... San. ve Tic. Aş. olarak gösterilmesi gerekirken ... olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak öngörülmüş olup, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerden İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.