Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/3343 Esas 2022/4903 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3343
Karar No: 2022/4903
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/3343 Esas 2022/4903 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir borçlu-keşideci murisin varisleri aleyhine başlatılan takipte, borçlu mirasçılar senetteki imza ve keşide yerine itiraz etmişlerdir. Mahkeme önce dava dosyalarının birleştirilmesine karar verdiği ancak daha sonra borçlu mirasçıların itirazının reddedilmesine karar verildi. Ancak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takip, düzenleme yerinin yazılı olmaması nedeniyle mümkün değildir. Bu nedenle, takibin iptal edilmesi gerektiği ve mahkeme kararının bozulması gerektiği belirtilmiştir. İİK'nın 170/a-2, 366. ve HUMK’nın 428. maddeleri de kararda detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
12. Hukuk Dairesi         2022/3343 E.  ,  2022/4903 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

    Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla borçlu-keşideci muris ... ...’ın varisleri olan borçlu mirasçılar aleyhine başlatılan takipte, asıl ve birleşen dosyalarda borçlu mirasçıların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda; senetteki imzanın murislerine ait olmadığı iddiasıyla imzaya ve borca itiraz ettikleri, bonoda keşide yerinin olmadığını ileri sürdükleri ve yine murisleri ... ...’ın anılan senedin tanzim ve vade tarihlerinde ... Hastanesinde yoğun bakımda tedavi altında bulunduğunu, senedi imzalamasına imkan olmadığını ileri sürerek takibinin iptali ile tazminata hükmolunmasını talep ettikleri, mahkemece, öncelikle anılan borçlulara ait dava dosyalarının birleştirilmesine karar verildiği, sonrasında yapılan yargılama neticesinde davanın ve birleşen davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 05.07.2018 tarih ve 2017/5892 E. - 2018/7476 K. sayılı ilamı ile mahkeme kararının bozulduğu, yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanun'un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun
    02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, ..., köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir.
    Öte yandan, keşide yeri bulunmayan dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
    İİK' nun 170/a-2. maddesine göre; ''İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı husularını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.''
    Somut olayda, takibe dayanak senette düzenleme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, sözü edilen belgenin kambiyo senedi niteliği taşımadığı anlaşılmaktadır.
    O halde, İİK' nun 170/a-2. maddesi gereğince, takibe konu 04.05.2012 düzenleme tarihli belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı hususu re'sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara