Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/2398 Esas 2015/913 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2398
Karar No: 2015/913
Karar Tarihi: 26.05.2015

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/2398 Esas 2015/913 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme 2015 yılında bir kişi hakkında uyuşturucu bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulamıştı. Ancak, tedbire uyulmaması nedeniyle mahkûmiyet kararı verildi. Kararın temyize gitmeyeceği, itiraz kanun yoluna tabi olduğu belirtildi. Kararın geçerli olduğu tarih öncesi ya da sonrası fark etmeksizin itiraz kanun yoluna tabi olduğu vurgulandı. Kararın usule uygun bir şekilde verilip verilmediği de değerlendirildi ve nitelikli davetiye tebligatı yapılmadığı, sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulduğu tespit edildi. Bu nedenle, hükmün BOZULMASINA karar verildi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 191. maddesi ve 5. fıkrası, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi, CMK'nın 223. maddesi ve 8. fıkrası, aynı Kanun'un 34. maddesi ve 2. fıkrası, ve 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası belirtilmiştir.
20. Ceza Dairesi         2015/2398 E.  ,  2015/913 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme :. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç :Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm :Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2012 tarihli ve 2011/785 - 2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma" suçundan dolayı, TCK"nın 191.maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen "tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğu, ayrıca sanık müdafiinin yüzüne karşı verilen 20/09/2007 tarihli, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin ilk hükümde, CMK"nın 34. maddesinin 2. Fıkrası ile aynı Kanun"un 232. maddesinin 6. Fıkrasına aykırı olarak, temyiz süresinin başlangıcı ve kanun yoluna başvuru şekli açıkça belirtilmemiş ise de, sanık müdafiinin bu karara karşı süresinde yaptığı itiraz sonucunda .. 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 13.11.2007 tarihli ve 2007/633 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği ve böylece kararın usule uygun olarak kesinleştiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin, 16/10/2008 tarihli mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    1-TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceği öngörüldüğünden; duruşma için sanığa gönderilen davetiyenin “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek hakkında cezaya hükmolunabileceği” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saati yazılarak sanığa tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen nitelikte uyarıyı içeren davetiye tebligatı yapılmadan ya da sanık dinlenmeden mahkûmiyet hükmü kurulması,
    Kabule göre;
    2-Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
    a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
    b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
    Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara