Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/1878 Esas 2015/887 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1878
Karar No: 2015/887

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/1878 Esas 2015/887 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2015/1878 E.  ,  2015/887 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ... Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanığın suç tarihi olan 06.09.2007 tarihinde ... ilinde suç ortağı olan... ile birlikte bir miktar uyuşturucu ile yakalandığı, bu olayla ilgili olarak ... Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı ve hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2008/6676 esas ve 2008/14652 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, aynı suç tarihinde sanığın ... ilinde bulunan evinde yapılan aramada ele geçen uyuşturucu madde ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, her iki aramada ele geçen uyuşturucu maddelerin tek suç oluşturup oluşturmadaığı ya da sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılarak sanığın hukukuki durumunun tayin ve takdiri gerektirtirdiğinin düşünülmemesi,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 5 ve 53. maddeleri ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesi hükmü gereğince sanık hakkında 2918 sayılı Yasa’nın 119. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmaması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
    26.05.2015 tarihinde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ:

    Mahkemece, sanığın eyleminin bağımsız nitelikte ayrı bir suç oluşturduğu gerekçesiyle verilen mahkumiyet kararının onaması gerektiğini düşünmekteyim.
    Tebliğnamede, maddi olay yanılgılı olarak değerlendirildiği için; bozma istenmiştir.
    Maddi olay ve uyuşmazlık konusu şu şekilde özetlenebilir; Sanığın, ... ilçesinde ikamet ettiği evinin değişik yerlerine gizlenmiş şekilde 7 parça halinde 677 gram esrar ve dikili vaziyetteki 200 kök keneviri ticaret amacıyla bulundurduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sanık, bir süre sonra ... iline giderek burada yaşayan Şahin isimli kişinin tedarik ettiği 4.638 gram esrarı teslim aldıktan sonra bu esrarı ikamet ettiği ... doğru naklettiği sırada yakalanmıştır. Sanık ve ..., bu eylemleri nedeniyle ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkumiyet kararı verilmiştir. ""Esrarın ..."e götürüldüğü"" hususu; hem sanıkların aşamalardaki savunmaları, hem de mahkumiyet kararını temyizen inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 14.10.2008 tarih ve 6676-14652 sayılı onama kararı ile de sabit olmuştur. Şayet, yakalanan bu esrar ..."ten getirilmiş olsaydı; tebliğnamedeki görüşe katılmak mümkün olabilirdi. Halbuki, ... yakalanan esrarın ""... getirilmediği"" ve böylece ""Bir bütünün parçası olmadığı"", yani ""Farklı bir uyuşturucu olduğu"" net bir şekilde anlaşılmaktadır.
    Öncelikle belirtelim ki; ... evde esrar bulundurulması eylemi (tarihsel süreç itibariyle 1.olay diyebileceğimiz) ve ... esrar nakledilmesi eyleminin (2.olay diyebileceğimiz), TCK"nın 188/3. maddesindeki suçu oluşturduğu hususunda; Mahkemenin kabulü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Dairemiz çoğunluğu ile aramızda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık konusuna gelince; sanığın, ..."de 4.638 gram esrarı ikamet ettiği ... doğru nakletmesi eyleminin, ""ayrı bir suç"" mu oluşturduğu, yoksa ""TCK. nun 43. maddesi kapsamında"" olduğu noktasında toplanmaktadır.
    Somut dosyada; sanığın gerçekleştirdiği eylemlerin, tarihsel süreç içerisinde adım adım ele alınıp, irdelenmesi faydalı olacaktır. Sonraki eylem, suç işleme kararı yenilenerek işlenmiş ise; yeni müstakil suç oluşturmaktadır.
    2. OLAYLA İLGİLİ, ... Ağır Ceza Mahkemesine hakkında dava açılan sanık ... isimli kişinin, sanık ... kenevir tohumunu ekmesi için aldığı, ... yetiştirdiği kenevirleri yakalanma tarihinden 10 gün kadar önce hasat edip kuruttuktan sonra elde ettiği 4.638 gram esrarı sanığa teslim ettiği ve sanığın bu esrarı ... naklettiği sırada yakalandığı anlaşıldığından, her iki sanıkla ilgili TCK"nın 188/3. maddesi uyarınca ceza verilmiştir. Bu mahkumiyet kararını inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından, 1. ve 2. eylemler, bağımsız suç olarak kabul edildiğinden; onama kararı verilmiştir.
    1. OLAYLA İLGİLİ, ...Ağır Ceza Mahkemesine hakkında dava açılan sanık ...; ikametinde yapılan aramada, mutfakta 3 ayrı poşette daralı 206, 387, 7 gram olmak üzere 600 gram kubar esrar, beyaz zarf içinde 19 gram toz esrar, beyaz kağıda sarılı 44 gram toz esrar, sigara jilatini ile preslenmiş 4 gram esrar, preslenmiş sarı renkli kağıda sarılı 10 gram esrar ele geçirildiği, bu esrarları bahçesinden söktüğü kenevirlerden elde ettiği, ayrıca evinin bahçesinde dikili halde bulunan 200 kök kenevirden ... Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 17.12.2007 tarihli raporunda belirtildiği üzere net 1.706 gram toz esrar elde edilebileceği anlaşıldığından, temyiz incelemesine konu olan TCK"nın 188/3. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmiştir.
    5237 SAYILI TCK. UYGULAMASINDA, “Kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır” ilkesi esas alınmıştır. Buna göre, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Gerçekleşen her netice, ilke olarak ayrı bir suç oluşturur. Kaç netice meydana gelmiş ise, fail her birinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılır. Ancak bazı hallerde, birden fazla netice meydana gelmiş olsa bile, tek bir ceza verilmekle birlikte zincirleme suç hükümlerine göre ceza artırılır.
    TCK. 43. MADDESİNİN GEREKÇESİ, şöyledir; “Zincirleme suç halinde, aynı suçun birden fazla işlenmiş olması söz konusudur. Ancak, bu suçlar, bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmektedirler, yani, bu suçlar arasında sübjektif bir bağ bulunmaktadır. Zincirleme suç halinde, ortada bir suç değil, birden fazla suç mevcuttur. Zincirleme suç halinde, kişiye bu suçların her birinden dolayı ayrı ayrı değil, bir ceza verilmekte ve fakat ceza artırılmaktadır. ” şeklindedir.
    TCK. 43. MADDESİNİN TATBİKİ İÇİN, yargı kararları ve doktrinin üzerinde önemle durduğu husus; “Suç İşleme Kararında Birlik” şeklinde ifade edilen koşuldur. “Suç işleme kararı” deyimi, bir üst kavram olup, bu ibare “suç işleme kastı” kelimesini içinde barındırmaktadır. Birden fazla işlenen suçların her biri, bağımsız olan ve ayrı ayrı kastlarla işlenmiştir. Bu bağımsız kastları planı daha önceden tespit etmiş, fiili bir defada yapmak yerine belli nedenlerle (ki bu nedenler failin elinde olan nedenler olabileceği gibi, elinde olmayan nedenler de olabilir) planı kısımlara bölmüş ve bu plânı uygulamaya koyduğu içindir ki, birden fazla olan eylemler, tek bir zincirleme suçu meydana getirir. Bundan dolayı, sonraki hareket, önceki hareketin devamıdır ve tüm hareketler arasında bir bağlantı bulunmaktadır.
    SUÇ İŞLEME KARARININ YENİLENMESİ, yani yeni bir plan yapıldığı durumda, TCK. nun 43. maddesi uygulanamaz, apayrı bağımsız ikinci suç oluşur. İlk suç işlendiği sırada bulunan “suç işleme kararı” devam ediyor ise, TCK. nun 43. maddesi uygulanır. Suç işleme kararı, suçun işlenmesinden önce veya en azından ilk fiilin işlenmesi sırasında alınmış olmalıdır. Bununla ilgili somut örnek vermek gerekirse; ...’da oturan mağdurun evindeki eşyaları çalmayı planlayan sanık, her akşam eve gelip, 3 traktör eşya götürmüştür, burada 43. madde uygulanmalıdır. Bu eşyalar arasında bulduğu resimde, mağdurun bir de deposunun olduğunu görüp, depodan da hırsızlığa başlamıştır, depodaki malların çalınması ile ilgili karar önceden verilen bir karar değildir, suç işleme kararı yenilenmesi nedeniyle depodan hırsızlık, ayrı suç oluşturur. Yine, felçli olan mağdurdan rapor parasını yaptığı plan doğrultusunda değişik tarihlerde alan sanık, yeni bir suç işleme kararı ile başka bir yalan söyleyip, mesela, akülü tekerlekli sandalyeyi çok ucuz bir bedelle alacağına inandırarak ayrı para alması halinde, farklı hileli harekette bulunduğundan ayrı bir dolandırıcılık suçu oluşur. Dolayısıyla, ilk suçun tamamlanmasından sonra, farklı hileli hareketlerde bulunulması durumunda, suç işleme kararı yenilendiğinden, müstakil yeni bir suç işlenmiş olur.
    Somut olayımızda, TCK 43. maddesi uygulanamaz. Çünkü;
    1- Esrarların çeşitliliği, farklıdır. Evinde, 7 ayrı yerde kubar esrar, toz esrar, preslenmiş esrar şeklinde toplam 677 gram esrar bulunduğu halde, naklettiği uyuşturucu madde 6 paket halinde koli bandına sarılmış yeşil kenevir parçacıklarından oluşan 4.638 gram kubar esrar şeklindedir.
    2- Esrarların değişik zamanlardaki edinme şekli, biri diğerinden çok farklıdır. ..."te evinde bulundurduğu esrarlar, sanığın kendi yetiştirdiği kenevirlerden elde edilmiştir. ..."deki naklettiği esrarları ise Şahin isimli kişiden satın almıştır.
    3- Ayrı yerlerde ele geçirilen esrarlar, bir bütünün devamı değildir, yani biri diğerinin parçası olmadığı çok açıktır. Evde bulunan esrarlar, ... getirilmemiştir. ... naklettiği esrarın da ..."teki evinde bulunan esrarlar ile hiç bir bağlantısı yoktur. Suç işleme kararını yeniledikten sonra ... iline esrar almaya gittiğinin açıkça anlaşılması nedeniyle, birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar oluşmuştur.
    4- Yargıtay 10. Ceza Dairesi tarafından, ayrı yerlerde bulunan esrarların ayrı suçlar oluşturduğu kabul edilmesi nedeniyle; ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet kararı onanmıştır. Aksi takdirde, ... işlenen nakil eylemi yani 2.olay, zincirleme suç kabul edilseydi bozma kararı verilirdi. Böylece, nakil eylemiyle ilgili olarak TCK. nun 43. maddesinin uygulanmasını gerektiren bir durum olmadığı vurgulanmıştır.
    SONUÇ İTİBARİYLE; ... ilindeki nakil eyleminin, yenilenen suç işleme kararıyla işlenmesi nedeniyle; 5237 sayılı TCK. daki suçların çokluğu ilkesi doğrultusunda bağımsız ayrı bir suç oluşturduğu anlaşılmaktadır. Değişik tarihlerde gerçekleştirilen eylemlerde, planlı bir şekilde hareket edilmemiştir. Diğer deyişle, biri diğerinin devamı niteliğinde olmayan iki ayrı suç ile ilgili olarak, TCK. nun 43. maddesinin uygulanma durumu yoktur. ... ve ... olmak üzere ayrı yerlerde ve ayrı şekilde ele geçirilen esrarlar, birbirinden bağımsız ayrı suçların konusunu oluşturmaktadır, bu nedenle eylem adedince iki ayrı ceza verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı düşüncesindeyim. 26.05.2015


    Hemen Ara