Esas No: 2022/6499
Karar No: 2022/6845
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/6499 Esas 2022/6845 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/6499 E. , 2022/6845 K.Özet:
Sanık, Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçunu işlemiş ve İcra Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, borcu ödemediği için cezalandırılan bir kişi için başka bir borcu nedeniyle tekrar cezalandırılmanın yasal olmadığına dair bir karar vermiştir. Bu nedenle, sanık hakkındaki ceza kararı kanun yararına bozulmuştur. Ayrıca, İcra takibinde taahhütname düzenlenirken toplam borç miktarı, faiz, vekâlet ücreti ve icra harç ve giderlerinin birlikte belirtilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlgili kanun maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesidir.
"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık ...'un, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/1584 esas, 2019/96 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... 3. İcra Ceza Mahkemesinin 01/07/2021 tarihli ve 2021/183 değişik ... sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığının 15/03/2022 gün ve 94660652-105-38-18628-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/04/2022 gün ve KYB - 2022/41579 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/09/2009 tarihli ve 2009/16.HD-188 esas, 2009/205 sayılı ilâmında yer alan, ''... Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır... Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine 3 aya kadar hapsen tazyik kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı hâlinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlâl kabahatini oluşturmayacaktır... Zira, her bir taksit için ayrı ayrı hapsen tazyik kararı verilmesi halinde, bu kararların her biri infaz yeteneğine sahip olup, usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı sürece, Yasanın aradığı en çok 3 aya kadar tazyik hapsi verilebileceği kuralını aşacak şekilde infaz edilmeleri söz konusu olabilecektir. Yerel Mahkemece yapılması gereken, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazını bekleyerek, eğer kabahatli, bu hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı vermektir. Yerel Mahkemece, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, son taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikâyet üzerine, borçlunun yeniden 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılması yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle yasa yararına bozulması gerekirken, Özel Dairece yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir.'' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
2004 sayılı Kanun’un "Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza" başlıklı 340. maddesinin "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak
zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmü karşısında, aynı borç ilişkisi nedeniyle sanık hakkında bir defaya mahsus olmak üzere 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilebileceği,
Sanığın ... 5. İcra Müdürlüğünün 2017/438 esas sayılı dosyası kapsamında, 10/01/2016 düzenleme tarihli ve 8.000,00 Türk lirası bedelli iki ayrı bonoya istinaden yapılan takip sonucunda, vermiş olduğu 09/01/2017 tarihli taahhüde ilişkin borcunu ödemeyerek taahhüdü ihlâl etmesi eylemi nedeniyle, ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli ve 2019/28 esas, 2019/733 sayılı kararıyla 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında tarafları aynı ve yine 10/01/2016 tarihinde düzenlenmiş olan 8.000,00 Türk lirası bedelli bonoya dayanak olarak ... 5. İcra Müdürlüğünün 2017/436 esas sayılı dosyası kapsamında 09/01/2017 tarihli taahhüde dair borcunu ödemeyerek taahhüdü ihlal etmesi nedeniyle görülen davada, bahse konu Ceza Genel Kurulu kararında belirtilen şekilde Mahkemesince aynı tarihli bonoların aynı borç ilişkisinden dolayı düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin gerekli araştırma yapılmaksızın sanık hakkında tazyik hapsine karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, ... 5. İcra Müdürlüğünün 2017/436 esas sayılı dosyası kapsamında düzenlenen 09/01/2017 tarihli taahhütnamede faiz olarak işlemiş faizin 367,39 TL, faiz 2 başlığı altında faizin 6,41 TL olarak belirtildiği anlaşılmış ise de; bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, takip öncesi veya icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş veya taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı, bunun yanısıra taahhüt tutanağında icra harç ve giderlerinin ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan, taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla;
Bu konuda kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği husununda gereğinin takdir ve ifası için dosyanın ... Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.