Esas No: 2022/1735
Karar No: 2022/7291
Karar Tarihi: 15.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1735 Esas 2022/7291 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/1735 E. , 2022/7291 K.Özet:
Davanın Üçüncü Kişi tarafından açıldığı ve istihkak talebinin kabul edilmesi istendiği ancak davacı üçüncü kişinin doğrudan mülkiyet ya da rehin haklarına değil, haczedilen mal ve para üzerinde kiracılık sıfatına ve ödünç sözleşmesine dayandığı belirtilmiştir. Kiracının ve ödünç alanın istihkak davası açma hakkı olmadığını vurgulayan kararda, davacı üçüncü kişinin davacı sıfatının olmadığı ve davanın usulden reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İİK'nun 96/1. maddesi: üçüncü kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği öngörülmüştür.
- 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi: kararı veren mahkemenin, kararında hukuka aykırılık veya toplanan delillerde yanılgı veya eksiklik bulunması halinde, kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulması üzerine, ilgili mahkemece yeniden verilecek karara uyulacağını öngörmektedir.
- 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi: temyiz incelemesi sonucunda, kararın bozulması halinde, ilgili mahkemece yeniden verilecek karara uyulacağını öngörmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki 3. Kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesinde, 16-17.11.2017 tarihlerinde haczedilen bir kısım makinelerin finansal kiralama sözleşmesi ile kiralandığını, diğer bir makinenin ve kalıpların dava dışı üçüncü kişi ... Tasarım İnş. ve ... Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den kiralandığını, yine kasada haczedilen 8.000 USD’nin de dava dışı üçüncü kişi ...’ya ait olduğunu, emaneten kasada durduğunu ileri sürerek istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, finansal kiralama nedeni ile kiracılık sıfatına dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağını, dava dışı ... Tasarım Ltd. Şti. yönünden de kiracılık sıfatına dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamaycağını, yine haczedilen para yönünden de ...’nın dava açması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, takip borçlusunun iflas ettiği ve iflas kararının kesinleştiği, istihkak davasında geçerli haczin bulunmasının dava şartı olduğu, İİK’nun 193/2. maddesi gereğince iflas kararının kesinleşmesi ile takiplerin düştüğü gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacı üçüncü kişi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. maddesine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK'nin 96/1. maddesinde, üçüncü kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği öngörülmüştür. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir.
Ancak somut olayda, davacı yukarıda yazılı haklara değil, haczedilen mahcuzlar yönünden kiracılık sıfatına, haczedilen para yönünden ise ödünç sözleşmesine dayanmıştır. Kural olarak kiracının ve ödünç alanın istihkak davası açma hakkı yoktur. Diğer bir deyişle borç ilişkisinden kaynaklanan şahsi haklar sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemez. Bu durumda, davacı üçüncü kişinin davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) olmadığından davanın usulden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de alacaklı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi yerinde olmayıp, davanın usulden reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmelidir.
SONUÇ : Davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin 22.12.2021 tarih ve 2021/1454 E. - 2021/2012 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.06.2021 tarih ve 2019/553 E. - 2021/329 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 15/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.