Esas No: 2022/1685
Karar No: 2022/7429
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1685 Esas 2022/7429 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/1685 E. , 2022/7429 K.Özet:
Üçüncü kişi davacı, bir şirketin haczine konu olan malzemelerin borçlu şirketten fatura ile satın alındığını ve teslim alınmak istendiğinde işçilerin müvekkilini fabrikaya sokmadığını iddia ederek, istihkak davası açmıştır. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verirken, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu kabul etmiş ve davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, davacının satış ilişkisine dair karinesini kanıtladığını ve İlk Derece Mahkemesi'nin kararının doğru olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararını bozmuştur. Kararda, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak davası ile ilgili hükümler açıklanırken, kararın bozulmasının İİK'nun 364/2. maddesi ve HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişinin, 08.06.2016 tarihinde haczi yapılan menkullerin borçlu şirketten fatura ile satın alındığını, malları fabrikadan teslim almaya gittiklerinde işçilerin müvekkilini fabrika binasına sokmayarak malları teslim almasına cebren engel olduklarını, bu hususta ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, bedeli ödenen malların müvekkiline teslim edilmeden icra dosyasından muhafaza altına alındığını ileri sürerek istihkak davasının kabulü ile davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; haciz konusu menkullerin borçlu tarafından üçüncü kişiye satıldığı, borçlu tarafından makinelerin bedeli karşılığında verilen çeklerin tahsil edildiği, dolayısıyla haciz konusu menkullerin haciz tarihi itibariyle malikinin davacı şirket olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar alacaklı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu, borçlu şirketin çalışanlarının işçilik alacaklarından kaynaklanan yüklü miktarda takip çıkışlarının olduğu, borçlunun ticari faaliyetini sürdürmesi için fabrikasında gerekli olan neredeyse tüm esaslı makine tesisatını üçüncü kişiye fatura ettiği, ancak fabrikada bulunan menkulleri teslim için makul süre bulunmasına rağmen teslim alınmadığı, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği borçlunun resmi adresinde ifa edildiği, borçlunun malı 3. kişiye teslim etmediği, aksine faaliyetini bu menkullerle sürdürdüğü, buna göre de karinenin aksini ispat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilemediği gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusu kabul edilerek mahkeme kararının kaldırıldığı ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu 08.06.2016 tarihli haciz borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış olduğundan İİK’nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulü isabetli olmuştur. Bununla birlikte ispat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda mahcuzlara ilişkin olarak sunulan
01.04.2015 tarihli fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çekle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek ile kredi borcunu ödemiş olduğunun dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğunun anlaşılmış olması karşısında davacının karinenin aksini ispat ettiğinin kabulü gerekir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olup, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 tarih ve 2019/381 E. - 2021/947 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.