Esas No: 2022/6747
Karar No: 2022/7509
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/6747 Esas 2022/7509 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/6747 E. , 2022/7509 K.Özet:
Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanık... İcra Ceza Mahkemesi tarafından beraat ettirilmiş, ancak müşteki vekilinin itirazı üzerine Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararını kaldırmıştı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun yararına bozma talebiyle dava dosyasını Dairelerine göndermiştir. İhbarnamede, sanığın taahhütnamedeki borcunu ödemeyerek taahhüdü ihlal etmesi nedeniyle hapsen tazyik kararı verilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca, taahhüt tutanağına yasal unsurların tam olarak eklenmesi gerektiği vurgulanmış, aksi halde taahhüt geçersiz olabileceği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271. maddesi.
"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık...'nın beraatine dair ... İcra Ceza Mahkemesinin 11/09/2020 tarihli ve 2020/14 esas, 2020/32 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan beraat kararının kaldırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2020/99 değişik iş sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığı'nın 08/04/2022 gün ve 94660652-105-09-11514-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/05/2022 gün ve KYB-2022/58968 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
... İcra Ceza mahkemesince borçlunun toplam borç miktarı ile taahhüt edilen taksitler toplamının farklı olduğundan bahisle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile sanığın beraatine hükmedildiği, müşteki vekilinin itirazı üzerine mercii tarafından ilgili icra dosyasındaki alacak kalemleri toplamı ile taahhüde esas ödenmesi gereken toplam miktarın aynı oldukları ve alacak kalemlerinin açıkça gösterildiğinden bahisle beraat kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile yapılan itirazın kabulü ile beraat kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre,
1-2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerekmesi karşısında, 18/04/2019 tarihinde alınan taahhütnamede, taahhüde dayanak teşkil eden hesap cetvelinden de anlaşıldığı üzere, icra gideri olmadığı halde baro vekalet pulu ücretinin resmi masraflar içerisinde gösterildiği, bu nedenle borçlu tarafından verilen taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2-Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/09/2009 tarihli ve 2009/16.HD-188 esas, 2009/205 sayılı ilâmında yer alan, ''... Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır... Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine 3 aya kadar hapsen tazyik kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı hâlinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlâl kabahatini oluşturmayacaktır... Zira, her bir taksit için ayrı ayrı hapsen tazyik kararı verilmesi halinde, bu kararların her biri infaz yeteneğine sahip olup, usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı sürece, Yasanın aradığı en
çok 3 aya kadar tazyik hapsi verilebileceği kuralını aşacak şekilde infaz edilmeleri söz konusu olabilecektir. Yerel Mahkemece yapılması gereken, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazını bekleyerek, eğer kabahatli, bu hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı vermektir. Yerel Mahkemece, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, son taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikâyet üzerine, borçlunun yeniden 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılması yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle yasa yararına bozulması gerekirken, Özel Dairece yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir.'' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
2004 sayılı Kanun’un "Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza" başlıklı 340. maddesinin "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmü karşısında, aynı borç ilişkisi nedeniyle sanık hakkında bir defaya mahsus olmak üzere 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilebileceği,
Sanığın ... İcra Müdürlüğünün 2018/685 esas sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu 18/04/2019 tarihli taahhüde ilişkin borcunu ödemeyerek taahhüdü ihlâl etmesi eylemi nedeniyle, ... İcra Ceza Mahkemesinin 18/09/2020 tarihli ve 2020/27 esas, 2020/41 sayılı kararıyla 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, sanık hakkında aynı taahhüt nedeniyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2020/99 değişik iş sayısına kayden itiraz üzerine yapılan yargılama neticesinde de, bahse konu Ceza Genel Kurulu kararında belirtilen şekilde Mahkemesince önceden verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği cihetle, itirazın anılan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki düzenleme karşısında, mercii Mahkemesince itirazın kabulüne ve beraat kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra, itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2020/99 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4 maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.