Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4724 Esas 2022/7731 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4724
Karar No: 2022/7731
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4724 Esas 2022/7731 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, üçüncü kişinin haciz edilen menkullerde rehin hakkının bulunduğunu iddia ederek rüçhanlı alacaklı olarak kabul edilmesini talep ettiği davada, yerel mahkemenin konusuz kaldığı yönünde verdiği kararın hatalı olduğunu belirterek kararı bozdu. Mahkeme, takip dosyasında rehin hakkını koruyan geçerli bir haciz olduğunu ve dava konusu edilen menkul malların yerinde bulunmaması halinde davanın konusuz kalamayacağını vurguladı. İstihkak davasında geçerli bir haczin bulunması dava şartıdır ve hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Mahkeme, davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabul edilerek hükmün İİK'nın 366 ve HUMK'un 428. maddesi gereğince bozulmasına karar verdi.
İİK'nın 96. ve devamı maddeleri işbu kararda ele alınmıştır.
12. Hukuk Dairesi         2022/4724 E.  ,  2022/7731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi 3.kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Davacı üçüncü kişi; hacze konu menkuller üzerinde rehin hakları bulunduğunu satış ve sonraki aşamalarda kendilerinin rüçhanlı alacaklı olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın şikayet olarak nitelendirilerek reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2014 tarihli ve 2014/21387 Esas, 2014/28251 Karar sayılı ilamı ile şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, haczedilen taşınırlar üzerinde rehin hakkının bulunduğu iddiasıyla rehin hakkının dikkate alınmasına ilişkin olduğu başvurunun bu hali ile İİK' nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası olup, şikayet olarak icra mahkemesine gelinmesi, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı doğrultusunda sonuca etkili olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemenin önceki kararda direnmesi ve direnme kararının temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu'nun 23.06.2020 tarihli ve 2017/12-755 E. - 2020/446K. sayılı ilamı ile; üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusunun ticari işletme rehni sebebiyle rüçhanlı alacaklı olduklarının kabulü istemine ilişkin olmakla başvurunun bu hali ile İİK 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak iddiası niteliğinde olduğuna karar verildiği görülmüştür.
    Bozma sonrası yapılan yargılamada yerel mahkemece ticari işletme rehni sözleşmesi ekindeki demirbaş listesinde bulunan menkullerin hacze konu menkullerle aynı olup olmadığının tespiti açısından mahallinde keşif yapıldığı, dava konusu demirbaşların taşınmaz nezdinde bulunmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiği, karara karşı şikayetçi 3.kişinin temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür.

    Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da geçerli ve halen ayakta bir alacağın ve takibin bulunmasıdır.
    Takip dosyasında, 3. kişinin istihkak iddiasından vazgeçtiğine ya da alacaklının bu iddiayı kabul ettiğine ilişkin bir beyan bulunmadığı gibi davaya konu haczin geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla dava konusu edilen menkul malların yerinde bulunmaması halinde davanın konusuz kaldığından söz edilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca; mahkemece tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünceyle yazılı şekilde dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ :
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nın 366 ve HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara