Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-69 Esas 2006/117 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/2-69
Karar No: 2006/117
Karar Tarihi: 9.03.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-69 Esas 2006/117 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, boşanma, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası isteğidir. Davacı kadın müvekkilinin kendisine aşırı alkol alıp, tehdit ve hakaret ettiğini ve evden kovduğunu ileri sürerek boşanma istemiş ve 20 milyar lira maddi ve manevi tazminat ile 350.000.000 TL yoksulluk nafakası talep etmiştir. Yerel mahkeme davalıdan yoksulluk nafakası toptan ödenmesine karar vermiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ise, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle davalı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak, manevi tazminat talebinin reddi gerektiği yönündeki bozma nedeni nedeniyle karar Özel Daire'ye gönderilmiştir. Kararda, yoksulluk nafakası hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. ve 176. maddelerine değinilmiştir. Bu maddelerde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşen tarafa kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteme hakkı tanındığı ve nafakanın toptan veya durumun gereğine göre irat biçiminde ödenebileceği belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/2-69 E.  ,  2006/117 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 13/09/2005
    NUMARASI : 2005/184-997

    Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 23.12.2004 gün ve 2548-3065 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 5.4.2005 gün ve 3639-5458 sayılı ilamıyla; (... 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebilir. (TMK. md. 174/2) Toplanan delillere göre, davalı kocanın kadının kişilik haklarına saldırı sayılabilecek maddi bir hadisesi bulunmamaktadır. Boşanma sebebi olarak sabit kabul edilen olaylarda bu nitelikte değildir. O halde, manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.
    3-Davacı, aylık irat biçiminde yoksulluk nafakası istemiş, mahkeme yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar vermiştir. Gerekçesi ve gerektirici sebepleri gösterilmeden yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN :Taraf vekilleri
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; boşanma, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkili ile 1970 yılında evlenen davalının, evliliğin ilk yıllarından beri aşırı alkol alıp, müvekkiline tehdit ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu; oğlunun evinde ikamet etmek zorunda bırakılan müvekkilinin, hiçbir geliri bulunmaması ve yaşı itibariyle yeniden evlenme ve çalışma şansının olmaması nedeniyle boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğini ileri sürerek; tarafların boşanmalarına, 20 milyar lira maddi ve manevi tazminat ile, 350.000.000 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin uzun süredir alkol almadığını ve birlik görevlerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemenin, “davanın reddine” dair verdiği ilk karar, Özel Dairece “davanın kabulü gereğine” işaretle bozulmuş; bozmaya uyan Yerel Mahkeme “davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 7.000.000.000 TL maddi ve 7.000.000.000 TL manevi tazminat ile, toptan ödenmesi takdir edilen 15.300.000.000 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline” karar vermiştir.
    Bu son karar, davalı vekilinin temyizi üzerine yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, “yoksulluk nafakasının toptan ya da irat şeklinde ödeneceği hususunun takdirinin hâkimin yetkisinde olup, taraflar arasındaki nizanın şiddeti ve nafaka konusunda sürekli muhatap olmalarının önüne geçilmesi amacıyla yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verildiği” gerekçesiyle, bozma ilamının 3. bendi yönünden direnme kararı verilmiş; “davacının manevi tazminat isteğinin reddi” gereğine değinen 2 numaralı bozma gerekçesine uyulmuştur.
    1) Görüldüğü üzere Özel Daire’nin 3 numaralı bozma gerekçesine ilişkin uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının aylık irat biçiminde mi, yoksa toptan ödenmesine mi karar verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” Hükmü öngörülmüştür. Her ne kadar anılan maddede yoksulluk kavramı açıklanmamış ise de; yoksulluğun, kişinin ekonomik ve sosyal durumuna göre belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bununla birlikte her insanın anayasal teminat altına alınmış yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkından bahsedebilmek için karnını doyurabilecek, giyinebilecek, barınma-sağlık ve ulaşım giderlerini karşılayabilecek gelir seviyesinde olması gerektiği de duraksamadan uzaktır. Bu tür zorunlu ihtiyaçları karşılayabilecek gelir seviyesinde olmayan biri yoksul olarak nitelendirilebilir.
    Somut olayda oğlunun evinde ikamet eden davacı kadının, aylık 80.000.000 TL kira geliri dışında başkaca bir geliri bulunmamaktadır. Davalı kocanın ise, kendisine ait dairede oturduğu, bir adet dükkan ve daireden aylık 225.000.000 TL kira geliri elde ettiği ve üç ayda 870.000.000 TL emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır.
    Belirlenen bu duruma göre, davacının boşanmakla yoksulluğa düştüğü, davalı kocanın da gelir durumu ve taşınmaz miktarına göre, davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı uygun ve yerindedir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür.
    Bu noktada, yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile, ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır.
    Dava dilekçesinde ve aşamalarda davacı kadın, boşanma sonucunda yoksulluğa düşeceği konusunda beyanda bulunmuş; davacı vekili, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının gelir durumu, yaşı, bedeni ve fikri kabiliyeti ile evlenme ihtimalinin az olması, öte yandan davalı kocanın ödeme gücü değerlendirildiğinde, somut olayın özelliği itibariyle boşanan eşler arasında mali ilişkinin uzamasının sakıncalı olduğu sonucuna varılmıştır.
    Hal böyle olunca, Yerel Mahkemece yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
    2) Özel Daire’nin 2 numaralı bendinde belirtilen bozma nedenine gelince;
    Bozma ilamının 2 numaralı bendinde belirtilen ve “davacının manevi tazminat isteminin reddi gereğine” işaret eden bozma nedenine uyularak oluşturulan yeni hüküm Özel Daire’ce incelenmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : 1) Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının ONANMASINA,
    2) Yukarıda (2) numaralı bentte yazılı nedenden dolayı uyulan kısım yönünden taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    29/03/ 2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara