Esas No: 2022/4887
Karar No: 2022/8007
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4887 Esas 2022/8007 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/4887 E. , 2022/8007 K.Özet:
İcra Hukuk Mahkemesinde görülen bir davada, takip borçlusunun trafik poliçesi dolayısıyla borcunu ödemek zorunda olan üçüncü kişinin, haciz ihbarnamesine karşı itiraz ettiği ve takip alacaklısının tazminat talebinde bulunduğu belirtiliyor. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı sonrası yapılan yeniden yargılamada ise, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunarak takip alacaklısının zarar etmesi sebebiyle tazminat talebinin haklı görüldüğü belirtiliyor. Ancak, kanun hükmünde yer alan tazminatın konusunun, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarar olduğu ve bu durumun takip alacaklısı tarafından ispat edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, İİK'nun 89/4. maddesi ile belirlenen tazminat talebinin soruşturulması sürecinde, ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gerektiği ve borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının belirlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Kanun maddelerine göre, haciz ihbarnamesine karşı yapılan itiraz sonrası tazminat talebinin haklı görülebilmesi için borçlusunun kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması gerekiyor. Ancak, kararda yapılması gereken bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtiliyor. İİK'nun 89/4. ve 68. maddelerine detaylı bir şekilde açıklık getirilip, kararı veren hakimlerin eksik inceleme yaptığı ifade ediliyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ile üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının icra mahkemesine başvurusunda, üçüncü kişi konumunda bulunan davalının, İİK’nun 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı süresinde itiraz ettiğini, davalı üçüncü kişinin borçlu ile arasındaki trafik poliçesinden dolayı borcu ödemek zorunda olduğunu ileri sürülerek İİK’nun 89/4. maddesi gereğince tazminat talep edildiği, mahkemece davanın kabulü üzerine kararın, üçüncü kişi tarafından temyizi sonrası Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/2573 E. - 2018/18652 K. sayılı ilamı ile üçüncü kişinin itirazının İİK’nun 89. maddesinde düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekirken, davanın istihkak davası olarak görülerek karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile bozulduğu, mahekece Yargıtay kararına uyulması sonrası yeniden yapılan yargılama sonrası davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir. Diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Somut olayda, mahkemece yukarıda bahsesilen şekilde herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı görülmüştür.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 22.01.2015 tarihi itibariyle, davalı üçüncü kişinin takip borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından, davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, bozma nedeni göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, ilamın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.