Esas No: 2022/5459
Karar No: 2022/8142
Karar Tarihi: 04.07.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/5459 Esas 2022/8142 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/5459 E. , 2022/8142 K.Özet:
İcra Hukuk Mahkemesi'nde başlatılan genel kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibinde, borçlu tarafından yapılan itirazın satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı kabul edilerek, mahkeme kararı bozuldu. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/4. maddesi, alacaklı banka yönünden 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacakların tahsiline ilişkin olarak yapılacak icra takiplerinde uygulanabilecektir. Kararda, İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri referans olarak verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibinde, borçlu ...’un icra mahkemesine başvurusunda, borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulması talebinin reddine dair 01/12/2015 tarihli icra müdürlüğü işleminin iptali ile takibin durdurulmasına, hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin, şikayetin süreden reddine dair kararı üzerine Dairemizce, şikayetin süresinde olduğunun kabulü ile esasının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilamına uyan mahkemece, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 138. Maddesinin 4.fıkrasının somut olaya uygulanamayacağı, zira takibe konu kredinin 26.12.2003 tarihinden sonra kat edilerek muaccel hale geldiği, kanunun ilgili maddesinin 26.12.2003 tarihinden önce kullanılan krediler ile icra takiplerinde uygulanması gerektiği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile şikayete konu icra müdürlüğü işleminin iptaline,icra takibinin durdurulmasına, hacizlerin fekkine karar verilmesi üzerine alacaklı vekilinin temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, İİK. nun 62. maddesine göre yapılan itiraz, İİK.nun 66. maddesi gereğince takibi durdurur.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve bunu değiştiren tüm kanunlar, bu Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere yürürlükten kaldırılmış; 5411 sayılı Kanun, 5472 sayılı Kanunla değişikliğe uğrayarak, bu değişiklik 14.03.2006 tarih ve 26108 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun; 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.”
Geçici madde 13’te; “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Hâlinde T. ... Bankası A.Ş. dâhil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak
tesisine ilişkin sözleşmeden doğan hakların da, diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan arî hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, tüzel kişilerin kanunî temsilcileri ile borçlu ve borçla diğer ilgililerin yurt dışına çıkmasını yasaklama dahil bankalarınca uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; icra takibine konu edilen alacağın dayanağı ... A.Ş. ile borçlular arasında imzalanan 03/05/1995-06/09/1999 tarihli genel kredi sözleşmeleri olup ... A.Ş. tarafından asıl borçlu ile müşterek ve müteselsil kefillere gönderilen ... 11.Noterliğinin 08/05/2000 tarihli,3543 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi şikayetçi borçlu ...’a 17/05/2000 tarihinde tebliğ edilmiştir. TMSF.nin 2002 yılında aldığı karar ile ... A.Ş.nin davalı .... ile birleşmesi üzerine,.... tarafından da asıl borçlu ile müşterek ve müteselsil kefillere Beşiktaş 17.Noterliğinin 15/09/2009 tarihli hesap kat ihtarnamesi gönderilerek, daha önce gönderilen 08/05/2000 tarihli,3543 yevmiye numaralı ihtarnameden bahisle tüm kredi hesaplarının kat edildiği bildirilmiş ve işbu ihtarname de şikayetçi borçlu ...’a 17/09/2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Alacaklı .... tarafından genel kredi sözleşmelerine ve hesap kat ihtarnamelerine dayalı olarak asıl borçlu ile müşterek ve müteselsil kefiller aleyhine 08/03/2013 tarihinde ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2013/ 5163 Esas sayılı takip dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği şikayetçi borçlu ...’un, borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulması talebinin icra müdürlüğünce 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesi gereği 01/12/2015 tarihinde reddedildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında bakıldığında, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 138/4.maddesi, alacaklı banka yönünden 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacakların tahsiline ilişkin olarak yapılacak icra takiplerinde uygulanabilecektir. Somut olayda; takip dayanağı genel kredi sözleşmeleri ile ... A.Ş. tarafından asıl borçlu ile müşterek ve müteselsil kefillere gönderilen hesap kat ihtarnamesi ve tebliğ tarihi dikkate alındığında, takibe konu kredi alacağı, 26.12.2003 tarihinden önce kat edilmek suretiyle muaccel hale geldiğinden,borçlu tarafından yapılan itirazın satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağının kabulü gerekir.
O halde mahkemece, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesine göre itiraz satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağından, 01/12/2015 tarihli memurluk işlemi yerinde olup mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına, hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/07/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.