Esas No: 2022/5023
Karar No: 2022/8232
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/5023 Esas 2022/8232 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/5023 E. , 2022/8232 K.Özet:
İcra Mahkemesi'ne yapılan başvuruda, takip dışı davalının haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri süren alacaklı vekili, tazminat talebinde bulunmuş, ancak mahkeme tazminat istemini reddetmiştir. İİK'nun 89. maddesinde yer alan tazminatın konusu, üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu alacaklı ispat etmelidir. Borçlunun üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Dava dosyasında ticari defterlerin incelenmediği, yeterli olmayan bilirkişi raporuyla karar verildiği tespit edilmiştir. Bu sebeple ticari defterlerin incelenmesi için taraflara davetiyenin tebliği gerekmekte ve sonucuna göre karar verilmelidir. İİK'nun 89/1 ve 89/4. maddeleri açıklayıcı niteliktedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili, icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. kişi) davalı ...'in, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalının, tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece; tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 89. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir. Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir.
Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK.'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK.’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Dava dosyasının incelenmesinde; 12/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı borçlu şirket ... Grup Dershanecilik Bas. Yay. Ve ... Eğt. San. Ve Tic.A.Ş.nin vergi dairesinden temin edilen bilanço ve kayıtlarının incelenmesi sonucu; 2008 yılına ait bilançoda borçlu şirketin ortaklarının sermaye taahhütlerini ödemiş oldukları, ödenmemiş sermaye payının bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiş olup, borçlu şirkete ait ticari defterlerin incelenmediği görülmüştür.
Somut olayda; dava dışı borçlu şirket ... Grup Dershanecilik Bas. Yay. Ve ... Eğt. San. Ve Tic.A.Ş.'ne ait ticari defterlerin incelenmediği anlaşılmakla, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin 3. kişi ...'e tebliği tarihi itibariyle, 3. kişinin icra dosyasının borçlusuna kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığının tespiti amacıyla, dava dışı takip borçlusu şirketin 2013 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan ticari defter ve belgelerin dava dosyasına celbi ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, borçlu şirkete ait ticari defterler incelenmeksizin düzenlenen ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verildiğinden, bu sebeple söz konusu ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.