Esas No: 2022/1606
Karar No: 2022/9025
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/1606 Esas 2022/9025 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/1606 E. , 2022/9025 K.Özet:
Bir alacaklı, genel haciz yoluyla bir takip başlatmıştır. Borçlu, takip dayanağı olan sözleşmede kefilin sorumlu olduğu miktarın yazılı olmadığı ve kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle takibin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, takibe dayanak sözleşmede geçerli bir kefalet bulunmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar vermiştir. Ancak, borçlu itirazlarını icra dairesine bildirmesi gerektiği halde icra mahkemesine yapmıştır. Bu nedenle, başvuru hukuki sonuç doğurmaz. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin takibin iptali yönünde hüküm tesisi ve istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi yanlıştır. Kararın kaldırılması gerekmektedir.
İlgili Kanun Maddeleri:
- 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı sözleşmede kefilin sorumlu olduğu miktarın yazılı olmadığı bu nedenle kefaletin geçersiz olduğu iddiası ile takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince takibe dayanak sözleşmede kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça yazılı olmadığı, geçerli bir kefalet bulunmadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapılarak istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir.
O halde, takibin şekline göre, borçlunun icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurusu hukuki sonuç doğurmayacağından, ilk derece mahkemesince, başvurunun bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesice istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup,istinaf nedeni yapılmayan temyiz nedenleri incelenemez ise de kamu düzeni ile yapılan sınırlı inceleme gereği Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 01/12/2021 tarih, 2021/3911 E. - 2021/3123 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, ... 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 03/06/2021 tarih ve 2021/199 E. - 2021/754 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 20/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.