Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/4-132 Esas 2006/38 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/4-132
Karar No: 2006/38

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/4-132 Esas 2006/38 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, \"uygulamanın iptali\" davasında önce davayı reddetmiş ancak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkeme önceki kararda direnmiştir. Ancak Hukuk Genel Kurulu, kararda gerekçenin eksik olduğunu ve hüküm sonucunun açık bir şekilde belirtilmemesi nedeniyle kararı bozmuştur. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388, 389, ve 381. maddeleri. Bu maddeler, hüküm sonucu kısmında isteklerin açık bir şekilde belirtilmesi gerektiğini ve kararın tefhiminin yapılması için duruşma tutanağına geçilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, Ceza Genel Kurulu da benzer bir konuda bozulan kararın geçerliliğini yitirdiğini kabul etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/4-132 E.  ,  2006/38 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi    :  İstanbul 2.Tüketici Mahkemesi
    Günü              :  10.6.2005
    Sayısı             :  2-810

     Taraflar arasındaki "uygulamanın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Tüketici  Mahkemesince davanın   reddine   dair verilen   13.4.2004  gün ve 153-397  sayılı kararın incelenmesi  davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay  4 .Hukuk Dairesi"nin 27.9.2004   gün ve      11453-10601 sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

     Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
     Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
     Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415  sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları). Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı). Somut olayda da aslolan kısa  kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.
     O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin  yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
     S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 8.3.2006 gününde  oybirliği ile   karar verildi.

    Hemen Ara