Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-10 Esas 2006/18 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2006/1-10
Karar No: 2006/18
Karar Tarihi: 25.01.2006

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/1-10 Esas 2006/18 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, tapu iptali ve tescil isteği üzerine açılmıştır. Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği vakıalar ve delilleri yeterli olmadığı için mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, mahkemenin önce taraflara delillerini bildirmelerini emretmesi gerektiğini vurgulayarak kararı bozmuştur. Yeniden yapılan yargılamada ise mahkeme, delillerin tamamlanmasına rağmen davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karar bozma kararında işaret edilen hukuki prensiplere aykırıdır. Dosya yeniden incelenmek üzere Özel Daire’ye gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri: Tarafların delillerini bildirmeleri konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca davacının delillerini sunması, ardından savunmanın da delillerini sunması gerekmektedir. HMK 287. maddeye göre ise, delillerin öncelikle toplanması ve keşif kararının bu doğrultuda verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, usulün gereği şeklinde gerekli ihtarların yapılması gerekmektedir.
Hukuk Genel Kurulu         2006/1-10 E.  ,  2006/18 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Manisa As.1.Huk.Mah.
    Günü : 25/4/2005
    Sayısı : 65-132

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3/5/2004 gün ve 943-169 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 23/12/2004 gün ve 13825-14359 sayılı ilamı ile;
    (... Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, keşif yapılmasına dair kurulan ara kararı gerekleri kesin süreye rağmen yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Taşınmaza ilişkin davalarda, ayna yönelik çekişmelerin taşınmazın başında yapılacak keşif sonucu edinilecek bilgilerle büyük ölçüde çözüme kavuşturabileceği kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece keşif kararı verilmeden önce davada ileri sürülen sebeplere göre öteki delillerin öncelikle toplanması, keşfin bunlara göre yapılması asıldır.
    Eldeki davada ileri sürülen hukuksal nedenler yönünden çekişmenin sadece keşifle sonuçlandırılması düşünülemez. Bu durumda mahkemenin davada hukuksal nedenlere yönelik olarak delillerini bildirmelerini taraflara emretmesi yasa gereğidir. Bildirilmeyen delil mevcut ise, taraf bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Bu husus başlı başına davanın reddi sebebi olarak görülemez. Mahkemenin ibraz edilen delilleri tartışmak suretiyle bir sonucuna varması gereklidir.
    Davacı, dava dilekçesinde belirttiği vakıalar ve bunlara dayalı delillerini açıklamış değildir.
    Hal böyle olunca, öncelikle taraflara davada dayanılan hukuksal nedenlere göre delillerinin ne olduğunun sorulması ve bunları bildirmelerinin istenmesi, bunun gerçekleşmesine uygun ara kararları kurulması, bildirdikleri takdirde delillerin incelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken sadece keşfe ilişkin önele uyulmadığından bahisle davanın ret edilmiş olması doğru değildir...)
    Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemenin, “keşif yapılmasına ilişkin verilen ara kararı gerekleri kesin süreye rağmen davacı tarafça yerine getirilmediğinden, davacının davasını kanıtlayamadığı” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verdiği karar; Özel Dairece “davacının, dava dilekçesinde belirttiği vakıalar ve bunlara dayalı delillerini açıklamadığı, bu durumda öncelikle taraflara davada dayanılan hukuksal nedenlere göre delillerinin ne olduğunun sorulması ve bunları bildirmelerinin istenmesi, bildirdikleri takdirde delillerin incelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gereğine” işaretle bozulmuştur.
    Bozmadan sonra Mahkemece yine davacının iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilerek “davanın reddine” karar verilmiştir. Ancak, bu yeni kararda, bozma kararı içeriğinden esinlenerek; “Mahkemece davacıya delillerini bildirmesi için gerekli sürelerin verildiği ve ihtarların yapıldığı; davacının dayandığı tüm deliller toplanmış olup, tanık beyanlarına göre murisin akli melekelerinin yerinde olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları kanıtlayamadığı” gerekçesiyle dayanılmıştır.
    Bu durumda, ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, bozmadan önce verilen ilk kararda dayanılmayan ve Özel Daire’ce incelenmeyen; bozmadan sonraki kararda dayanılan tanık beyanları irdelendiğinden, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.
    O halde dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25/01/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

    Hemen Ara