Esas No: 2022/7576
Karar No: 2022/9845
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/7576 Esas 2022/9845 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/7576 E. , 2022/9845 K.Özet:
Mahkeme: İcra Hukuk Mahkemesi
Dava: Üçüncü kişinin hacizlerin kaldırılması talebi
İçerik: Davacı, borçlunun yanında çalıştıktan sonra kendi işyerini açarak borçludan satın aldığı menkuller için hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş. Davalı alacaklı ise muvazaalı devir iddiasıyla davanın reddini savunmuş. İlk yargılamada davanın reddine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusu sonucu Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından dosyanın geri çevrilmesi istenmiş ve yapılan yeniden yargılamada davanın kabul edilmesine karar verilmiş.
Kanun Maddeleri: İİK'nın 96. vd. maddeleri, İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin borçlunun yanında bir süre çalıştığını, maaşını alamaz hale geldiğini, borçlunun yanından ayrılarak kendi işyerini açtığını, piyasa şartlarına göre fiyatı uygun olduğundan hacze konu menkulleri satın aldığını, banka aracılığı ile bedelini ödediğini, haciz mahallinde borçlunun faaliyet göstermediğini belirterek istihkak iddialarının kabulü ile hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişinin borçlunun sigortalı çalışanı olduğunu, muvazaalı devir yapıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı üçüncü kişi vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2020 tarih ve 2016/19117 E. - 2020/86 K. sayılı ilamı ile dava konusu haczin, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmadığı gibi haciz sırasında borçlunun hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir belge de bulunmadığı, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği, davalı alacaklı vekili delil olarak vergi dairesi kayıtları, tanık, SGK kayıtları ve ticaret sicil kayıtlarına dayandığı nedenle mahkemece "borçlu ile üçüncü kişinin vergi kayıtları ile ticaret sicil örneklerinin dosya arasına alınması, dava konusu haciz adresinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin Vergi Dairesindeki kayıtlar üzerinden belirlenmesi, borçlu ve üçüncü kişinin SGK kayıtlarının getirtilmesi, dava konusu mahcuzların ilgili taraflarca tutulan ticari defter ve kayıtların getirtilmesi, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden" bahisle bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; mahcuzun borçluya ait olduğunun ve devrin muvazaalı olduğunun davalı alacaklı tarafından ispat edilemediği, buna göre her ne kadar davalı alacaklı tarafından borçlu şirket ile davacı 3. şahıs şirket arasında muvazaalı devir işlemi olduğu iddia edilmiş ise de dosya kapsamına göre taraflar arasında herhangi bir devir işleminin yapılmadığı, taraflar arasında organik bağ
bulunduğuna ilişkin dosya kapsamında hiç bir delil ve belgeye rastlanmadığı, davalı alacaklı tarafından muvazaanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
Dava, üçüncü kişinin açmış olduğu İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Somut olayda tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinde; istihkak iddiasına konu haciz, üçüncü kişinin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte, üçüncü kişinin vergi dairesi kayıtlarına göre 26.01.2015 tarihinde ticari faaliyetine başladığı ve 31.03.2015 tarihinde ticari faaliyetine son verdiği, SGK kayıtlarına göre 22.09.2005 tarihi itibari ile borçlunun yanında çalışmaya başladığı ve işine 07.02.2015 tarihinde son verildiği, borçludan satın aldığını iddia ettiği mahcuzlara ilişkin faturanın 27.01.2015 tarihli ve tutarının 125.326,30 TL olduğu, mahcuzların bedelinin ödendiğine ilişkin sunduğu dekontların ise 20.01.2015 tarihli ve toplam tutarın 30.800 TL olduğu, yapılan ödemenin fatura bedeli ile kıyaslandığında çok düşük kaldığı, ayrıca ödemenin yapıldığı tarih itibari ile SGK kayıtlarına göre hala borçlunun işçisi olarak göründüğü, ödemenin ticari defterlerden de anlaşılamadığı, dolayısıyla borçlu ile 3. kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmaya gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.