Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/9-23 Esas 2006/3 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2005/9-23
Karar No: 2006/3

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/9-23 Esas 2006/3 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 11. İş Mahkemesi tarafından verilen ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından bozulan alacak davası kararı yeniden değerlendirildi. Ancak kararda hüküm fıkrası oluşturulmadığı ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun gereklilikleri yerine getirilmediği için karar bozuldu. Kanunlar açısından incelendiğinde, HUMK'nun 388, 389 ve 381. maddelerine uyulmamasının açıklık ve netlik prensibine aykırı olduğu sonucuna varıldı. Ceza Genel Kurulu da benzer durumlarda önceki hükümlerde direnilmesine atıf yapılamayacağı görüşündedir. Sonuç olarak, direnme kararı HUMK'nun 429. maddesi gereğince bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- HUMK 388. madde: Hüküm sonucunda isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir.
- HUMK 389. madde: Hüküm sonucunda verilen kararda, taraflara yüklenen borçlar ve tanınan haklar mümkünse sıra numarası altında birer birer gösterilmelidir.
- HUMK 381. madde: Kararın tefhimi en az 388. madde gereğince hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.
- HUMK 429. madde: Yüksek mahkemeler; bozma, onama, yetkisizlik veya görevden kaçınma kararlarında, nihai karar verilinceye kadar gerçekle
Hukuk Genel Kurulu         2005/9-23 E.  ,  2006/3 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi    : Ankara 11.İş Mahkemesi
    Günü              : 22.11.2005
    Sayısı             : 1197-834

     Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11.İş  Mahkemesince davanın kısmen kabulüne  dair verilen 3.11.2004  gün ve 1596-1021 sayılı kararın incelenmesi  davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 9.Hukuk Dairesi"nin  24.5.2005 gün ve   30766-19241   sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI
     Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
     Aynı kural HUMK.nun 389.maddesinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK.nun 381.maddesi (kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur). Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki,dava içinden davalar doğar,Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Ayrıca bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır.
     Öte yandan Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.9.1991 gün 281-415  sayılı ve 25.9.1991 gün 355-440 sayılı kararları).
     Ceza Genel Kurulu"nca da C.M.U.K.nun benzer hükümleri taşıyan 261 ve 268 maddelerinin uygulanmasında bozulan kararın geçerliliğini ve yerine getirilme yeteneğini yitirdiğinden "önceki hükümde direnilmesine" denilmekle yetinilerek ve atıf suretiyle hüküm kurulamayacağı kabul edilmiştir (Ceza Genel Kurulu"nun 2.2.1976 gün 22-25 sayılı kararı).
     Somut olayda da aslolan kısa  kararda, hüküm fıkrası oluşturulmamış; yalnızca "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinilmiştir.
     O itibarla mahkemece HUMK.nun 388.maddesinin açık hükmü gözetilmeksizin  yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
     S O N U Ç : Davalı vekilinin  temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair
    temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 25.1.2006 gününde  oybirliği ile  karar verildi.

    Hemen Ara