Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/10076 Esas 2022/9820 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10076
Karar No: 2022/9820
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/10076 Esas 2022/9820 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2022/10076 E.  ,  2022/9820 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    1)Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    137 ada 10 parsele yönelik temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; hacze ilişkin daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, kıymet takdir raporu tebliği ile hacizden haberdar olduğunu ileri sürerek, ... ili, ... ilçesi, 137 ada, 15 parselde kayıtlı taşınmazın haline münasip evi; 137 ada 10 parsel, 186 ada 11 parsel, 190 ada 13 parsel, 205 ada 54 parselin ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan tarım arazisi olduğu iddiasıyla hacizlerin kaldırılmasını istediği, bozma öncesi yapılan yargılamada mahkemece, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerinde zorunlu olmayan ipotek tesis edildiği gerekçesiyle istemin reddine ilişkin kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Dairemizin 23.11.2015 tarih, 2015/16847 Esas ve 2015/29012 Karar sayılı ilamı ile; borçluya 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu, buna göre kendisine 27.02.2014 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edilen borçlunun 04.03.2014 tarihli şikayetinin yasal 7 günlük sürede olduğu kabul edilmiş ve;
    1)İİK'nun 82/1-12. maddesinde düzenlenen meskeniyet iddiası yönünden; taşınmaz üzerindeki ipoteğin ödeme nedeniyle bir başkasına devrinin zorunlu olarak kurulup kurulmadığına ilişkin sonuca etkili olmadığı, bu sebeple mahkemece, taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğe dair ipotek akit tablosu, resmi senet ve kredi sözleşmesi ilgili bankadan istenilip, yapılacak inceleme sonucunda ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm tesisi gereği;
    2)İİK'nun 82/1-4. maddesi uyarınca kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden ise; 137 ada 10 parsel, 186 ada 11 parsel, 190 ada 13 parsel, 205 ada 54 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma sonrası yapılacak işlemleri düzenleyen 1086 sayılı HUMK’nun 429/2. maddesine uygun olarak gerekli işlemler yapılmış ve 27.10.2016 tarihli celsede bozmaya uyulmuş ise de;
    HMK'nun 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." hükmü düzenlenmiştir.
    Meskeniyet şikayetinin konusu olan ve mülkiyeti şikayetçi borçlu ...'ya ait olan ... İli, ... İlçesi, ... Köyünde kain 137 Ada 15 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz tarihinde önce tesis edilen 19.11.2008 tarih ve 5105 yevmiye sayılı ipoteğe ilişkin olarak dosyada mevcut bilgi ve belgelerden;
    • 19.11.2008 tarihinde tarafların birlikte başvurusu üzerine 11.11.2008 tarih ve 1907 sayılı Tarımsal Krediler Sözleşmesinin mütemmim cüzü açıklaması ile "Tarımsal Kredi Sözleşmesinde belirtilen kredinin teminatını teşkil eden ve bu formun arka sayfasında belirtilen gayrimenkullerin her birisinin üzerine Tarımsal Krediler Sözleşmesinin II. Teminat ilgili hükümler bölümü hükümlerine göre tapu sicil kaydına 90.000,00 TL üzerinden fekki bankadan bildirilinceye kadar ipotek tescilini" talep ettikleri ve taşınmaz üzerine ... A.Ş. lehine 1. dereceden ipotek tesis edildiği,
    • Bankanın 13.01.2015 tarihli cevabi yazısına göre; 19.12.2008 tarihinde ...'ya kullandırılan 45.000 TL'lik su ürünleri kredisinin vadesinde ödenmemesi üzerine borcun takip hesaplarına aktarıldığı, kefil Mustafa Kamburoğlu tarafından borcun kapatıldığı ve 15.07.2013 tarih ve 3719 yevmiye nolu işlemle ipoteğin kefile temlik edildiği anlaşılmış olup yazı cevabına Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesi de eklenmiştir.
    Tüm bu bilgilere göre tarımsal krediler sözleşmesi kapsamında bulunan su ürünleri kredisinin teminatı için tesis edilen ipoteğin zorunlu ipoteklerden olduğu ve meskeniyet iddiasında bulunulmasına engel olmadığı açıktır. Daha önce de ifade edildiği üzere; taşınmaz üzerindeki zorunlu ipoteğin, ödeme nedeniyle banka tarafından bir başkasına devredilmesi, borçlunun başlangıçtaki iradesine bir etkisi bulunmadığından bu sonucu değiştirmeyecektir.
    Somut olayda, mahkemece hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki ile bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan yukarıda detayları açıklanan ipotekle ilgili olarak üç kez bilirkişiye başvurulduğu, üstelik tüm raporlarda ipoteğin zorunlu olduğu mütalaa edilmesine ve hüküm yerinde bu raporlardan hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 10.04.2022 tarihli raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu belirtilmesine rağmen ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı sonucuna varılması ve yine buna rağmen bu ipoteğin İİK'nun 82/12. maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceğine dair çelişkili değerlendirme ile sonuçta şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    2) Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
    Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oybirliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
    İİK.'nun 82.maddesinin birinci fıkrasının 4. bendinde; '' Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.12.1972 tarih ve 542/1979 sayılı kararında; "maddede sözü edilen aile tabirine, davacının, kanunen geçindirmekle yükümlü olduğu kimselerin dahil olacağı ve haczi caiz olmayan arazi tespitinde, böyle bir ailenin geçimi için zaruri olup olmadığının göz önünde tutulması gerektiği" belirtilmiştir.
    Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    İİK'nun 4. maddesi gereği, haciz işlemi talimat yoluyla değil de, doğrudan resmi kuruma haciz müzekkeresi yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemeye yetkilidir.
    Somut olayda, haczedilmezlik şikayetinin konusu olan taşınmazlara doğrudan Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2010/12394 Esas sayılı dosyasından yazılan haciz talimatı üzerine haciz tatbik edildiği, buna göre haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesi ve borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığının araştırılması esas icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi tarafından bizzat yapılması gerekli iken, mahkemece, taşınmazların bulunduğu mahal mahkemesi olan ... İcra Hukuk Mahkemesine yazılan 21.11.2016 tarihli keşif talimatında, "borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına (İ.İ.K 82/1-4. mad) ve meskeniyet iddiasına (İ.İ.K 82/1-12.mad.) dayalı haczedilemezlik şikayetinin değerlendirilmesine, borçlunun asıl uğraşının çiftçilik olup olmadığının tespitine" yönelik talimat yazılması doğru görülmediği gibi buna rağmen talimat mahkemesince yapılmış araştırmalar sonucu elde edilen ve hüküm yerinde bahsi geçen belgelerin de (ekonomik sosyal durum araştırması, çiftçi kayıt sistemi belgesi gibi) asıl dosya içinde olmadığı görülmüştür. Haczedilmezlik şikayetinin esasını değerlendirme yetkisi bulunan mahkeme, taşınmazın değerine ve özelliklerine ilişkin gözlem gerektiren konularda taşınmazların bulunduğu mahkemeye talimat yazabilir. Yine borçlu tarafından 09.11.2016 tarihli beyan dilekçesi ile ekonomik sosyal durumunun araştırılması, ziraat odası ve ilçe tarım müdürlüğünden kaydının olup olmadığının sorulması istendiği halde, esasa etkili olacak bu araştırmaların da yapılmadığı ve borçlunun çiftçi olup olmadığına dair belirsizlik giderilmeden şikayetçi borçlunun kendisi uğraşmasa bile ailesinin çiftçilikle uğraştığına dair kabulü mümkün olmayan bir gerekçe ile hüküm tesis edildiği görülmüştür.
    O halde, mahkemece; borçlunun ekonomik ve sosyal durumunun yöntemince araştırılması, meskeniyet şikayetine konu 137 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki zorunlu ipotek meskeniyet iddiasının incelenmesine engel oluşturmadığından bu yöndeki şikayetin esasının incelenmesi, 186 ada 11 parsel, 190 ada 13 parsel ve 205 ada 54 parsel sayılı taşınmazlara yönelik İİK'nun 82/1-4. maddesi uyarınca kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden ise borçlunun ziraat ile meşgul olup olmadığının, borçlunun bildirdiği yerler ve diğer ilgili kurumlardan araştırılıp, tereddüde mahal olmayacak şekilde belirlenmesinden sonra, çiftçilik mesleğini icra ettiği tespit edildiği takdirde, şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir tespit edilip, haciz anında kanunen bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kimler olduğu, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların, kendileri ve ailelerinin geçimleri için zaruri olup olmadığı ya da ne kadarının zorunlu olduğunun belirlenmesiyle, elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kanun hükümleri yanlış tatbik edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarınlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre esasa yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara