Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2123 Esas 2022/9883 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2123
Karar No: 2022/9883
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/2123 Esas 2022/9883 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2022/2123 E.  ,  2022/9883 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklının, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı icra takibinde, borçlu; gecikmiş itiraz adı altında İcra Mahkemesine yaptığı başvurusunda, borca ve imzaya itirazının kabulünü istediği, ilk derece mahkemesince, gecikmiş itirazın yerinde olduğu, imzaya itirazın süresinde olduğunun tespiti ile imzaya itirazının reddine ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
    İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında “Birinci fıkra kapsamı dışında gerçek ve tüzel kişilere,talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur” üçüncü fıkrasında; “Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
    Somut olayda alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, örnek (10) ödeme emrinin borçlu ... İnş.... Ltd. Şti.’ne 07.03.2020 tarihinde elektronik tebligat yolu ile tebliğ edildiği, yukarıda yazılı yasal düzenlemelere göre; şikayetçinin tüzel kişiliğe sahip limited şirket olduğu 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin ikinci fıkrası gereği elektronik yolla yapılan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu, kaldı ki borçlunun dava dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Şirketin Feshi ve Tasfiyesi” talepli ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/536 Esas sayılı dosyasında 03.11.2020 tarihinde verdiği şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atandığına dair karar, İİK'nun 65/1. maddesi anlamında geçerli mazeret olarak kabul edilemez, Bu nedenle, mahkemece bu belgeye dayanılarak itirazın süresinde yapıldığının kabulü yerinde değildir.
    Bu durumda borçlunun 05.11.2020 tarihinde yaptığı itiraz İİK.nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonradır.
    O halde mahkemece borçlunun imza itirazının süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenmesi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden ret kararı sonucu itibariyle doğrudur.
    Ancak işin esasına girilmeksizin ve imza incelemesi yapılmaksızın istemin süre aşımından reddi gerektiğinden, borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararı, tazminat ve para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 17/01/2022 tarih ve 2021/1830 E. - 2022/84 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21/10/2021 tarih ve 2020/384 E. - 2021/431 K. sayılı kararının hüküm bölümünde yer alan “..... asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ,.....asıl alacağın %10'u oranında para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, ” cümlesinin silinerek tümüyle karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 06.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara