Taraflar arasındaki “ nafaka-tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 1.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.4.2006 gün ve 904-380 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 22.1.2007 gün ve 13324-90 sayılı ilamı ile; (....1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının isteminin Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesini de kapsadığının anlaşılmış bulunmasına göre davacının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda başka bir kadınla yaşayan koca tamamen kusurludur.
A)Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186.maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. 0 halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
B)Türk Medeni Kanununun 174/2.maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. 0 halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan filin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
C)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemine ilişkindir.
1-Yerel mahkeme Özel Dairenin bozma ilamına uyarak davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmetmekle yeni bir hüküm kurmuş olup,Özel Dairenin incelenmesinden geçmeyen bu yeni hükme yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.
2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen hükmedilen nafaka miktarının az olduğu yönündeki Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: 1-Yerel mahkemece verilen maddi ve manevi tazminata ilişkin yeni hükme yönelik taraf vekillerince ileri sürülen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine,
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, nafaka yönünden verilen direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.