Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9830 Esas 2022/10032 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9830
Karar No: 2022/10032
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9830 Esas 2022/10032 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2022/9830 E.  ,  2022/10032 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    ... mirasçıları ile ... Turizm Organizasyon ve Ticaret A.Ş. hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde, ... mirasçılarından ...’un icra mahkemesine başvurusunda, süresinde satış istenmemesi nedeniyle takibin düşmesine rağmen 19.07.2018 tarihinde ihale yapıldığı, düşen takip nedeniyle ihalenin yapılamayacağını ileri sürerek ihalenin feshini istediği, İlk Derece Mahkemesi’nce; şikayetin reddi ile aleyhine para cezasına hükmedildiği, şikayetçi tarafından bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği akabinde yapılan temyiz başvurusu neticesinde Dairemizin 18/11/2021 tarih ve 2021/10044 Esas, 2021/10347 Karar nolu kararı ile; şikayetçiye icra emrinin 28/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının 1 yıllık yasal süre içinde satış talebinde bulunmadığı, bu nedenle takibin düşmüş olduğu ve satışın mümkün olmadığı, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulduğu, bozma kararımıza uyulması sonucunda İlk Derece Mahkemesi’nce ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 150/e maddesi gereğince borçluya/borçlulara icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde satışın istenmesi gerekir.
    İİK'nun 150/e maddesinde öngörülen süre, tüm borçlulara icra emrinin tebliğinden itibaren başlar.
    Somut olayda, asıl borçlu şirkete icra emrinin 03/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının ise 24/04/2018 tarihinde satış talebinde bulunduğu, dosya içerisinde 16/02/2016 tarihinde yatırılan bir miktar (300,00-TL.) satış avansının olduğu, buna göre en son icra emri tebliğ tarihi ile satış talep tarihi arasında İİK. nun 150/e maddesinde öngörülen bir yıllık satış isteme süresi geçmemiştir. Dolayısıyla takibin düştüğünden bahsedilemez.
    Buna göre; takibin düştüğü, düşen takipte ihale yapılamayacağı gerekçesiyle ihalenin feshedilmesi gerektiğine yönelik Dairemiz bozma kararının maddi hataya müstenit olduğu anlaşılmıştır.
    Diğer taraftan; Datça İcra Müdürlüğünün 2016/12 Talimat sayılı dosyasında 29/03/2016 tarihinde taşınmazın değer tespitine yönelik keşif yapıldığı, 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda 446.000,00-TL. değer biçildiği, işbu değer tespitine karşı şikayetçi ... ile borçlu şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine Datça İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/21 Esas sayılı dosyasından itirazların incelendiği, 20/07/2016 tarihinde yapılan keşif üzerine 09/11/2016 tarihli rapor düzenlendiği ve taşınmazın değerinin 600.000,00-TL. olarak değerlendirildiği, Mahkeme tarafından 16/02/2017 tarihli karar ile de davacının davasının kabulüne, taşınmazın değerinin 600.000,00-TL. olarak tespitine karar verildiği görülmüştür.
    İİK'nun 128/a-2. maddesinde; "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez" hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
    Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ya da anılan mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.(Dairemizin 2021/5840 Esas, 2021/7214 Karar nolu kararı)
    Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 29/03/2016 tarihinde yaptırıldığı, şikayetçilerin taşınmaza takdir olunan değerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine, Datça İcra Hukuk Mahkemesinin 16/02/2017 tarih ve 2016/21 E. - 2017/9 K. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
    Mahkemece hükme esas alınan 09/11/2016 tarihli raporda bilirkişi tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olup, şikayetçiler tarafından icra müdürlüğünce alınan 04/04/2016 tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan 29/03/2016 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 19/07/2018 günü itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
    Bu durumda kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı 29/03/2016 tarihinden itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup, bu hususun ayrıca re'sen gözetilmesi gerektiğinden, taşınmazın muhammen bedelin üzerinde ihale edilmiş olmasının re'sen gözetilen iki yıllık sürenin dikkate alınması gerekliliğini ortadan kaldırmayacağından (Dairemizin 2022/7063 Esas, 2022/7797 Karar nolu kararı), ihalenin bu nedenle feshine karar verilmesi gerekmektedir.
    O halde, şikayete konu ihalenin belirtilen gerekçeyle feshine karar verilmesi gerekirken maddi hataya müstenit bozma ilamımıza uyulması sonucu farklı gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmiş olup sonucu doğru İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: İhale alıcısı ...’un temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 80,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 10/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara