Taraflar arasındaki “İşçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 8. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.12.2007 gün ve 166-896 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 3.3.2008 gün ve 3549-2965 sayılı ilamı ile, (... Dosyadaki bilgi ve belgeler ile sözleşme örneğinden, davacının davalı idareye bağlı büyükelçilikte 657 Sayılı Kanunun 4/B maddesine göre düzenlenen idari nitelikte sözleşme ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı sosyal güvenlik hakları yönünden 506 Sayılı Yasaya tabii çalışmakta ise de yapılan işin niteliği gereği İş Kanununa tabii çalıştırılan işçilerle benzer işi yapıyor olması sonucu etkilemez. İş yerinin özelliği kanunda kurulmuş olması, çalıştırılan personelin nitelikli elemanlardan seçilmiş bulunmasını haklı kılmaktadır. Sözleşmenin taraflarından birisinin idare diğerinin ise işçi olduğu, nitelikçe idarenin yönetsel üstünlüğü ile otoritesini belirleyen unsurları taşımaktadır. Bu haliyle idarenin hizmet sözleşmesidir. Içeriğinden İş Hukukunda geçerli olan taraf serbestisi, özgür davranma ve eşitlik ilkelerini gözlemek mümkün değildir. Sözleşme hükümlerinden idarenin baskın gücü ve egemenliği açıkça görülmektedir. Bu haliyle tipik bir iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez.
Bu nedenlerle dava, konusu itibariyle idari yargının görev alanına girmektedir. Mahkemelerin görevini belirlemek kamu düzenine ilişkin bir hal olup yargılamanın her aşamasında resen göz önünde bulundurulmalıdır. Davalı tarafça benzer gerekçeler ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.
Buna göre davalı itirazlarının da değerlendirilmesi ile mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere ve özellikle bu hususların Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.4.2001 gün ve 2001/9-385 E., 2001/403 K., 6.12.2006 gün ve 2006/9-769 E., 2006/781.; 14.3.2007 gün ve 2007/21-128 E. 2007/147 K. sayılı ilamlarında da aynen benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.