Esas No: 2008/4-710
Karar No: 2008/721
Karar Tarihi: 03.12.2008
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/4-710 Esas 2008/721 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, öğretmen Nusret Zorlu tarafından okulda üç öğretmenin vurularak öldürülmesi sonrası, idarenin ödediği tazminatın olayda kusuru olan diğer davalılardan rücu talebine ilişkindir. İlk kararda, davalıların kusurlu davranışlarının sonucu olarak ödediği miktardan sorumlu tutulmaları gerektiği halde reddedilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bozma kararına rağmen, mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmuştur.
HUMK'nun 429. maddesi gereğince bozulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Mersin 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19.06.2008
NUMARASI : 2008/245 E-2008/379 K.
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.10.2000 gün ve 1998/871 E- 2000/801 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalı Nusret Zorlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 17.9.2001 gün ve 2001/3765-8076 sayılı ilamı ile; (...Dava, haksız eylemden doğan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan Nusret Zorlu yönünden dava kabul edilirken diğer davalılar yönünden reddedilmiştir. Karar davacı ve davalılardan N. Z. vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılardan N.Z.’nun temyizine gelince; davanın taraflarının dava ehliyetine sahip olmaları gerekir. Dava ehliyeti dava şartlarından olduğu için mahkemece re’sen gözetilmelidir. Davalı N. Z. bu dava açılmadan önce 12.1.1997 tarihinde hacir altına alınarak kendisine vasi atanmıştır. Bu gibi şahıslar aleyhine açılan davaların yasal temsilcileri tarafından takip edilmesi gerekir.
Ne var ki eldeki davada, dava vesayeten açılmamış, yargılamanın tüm aşamalarında N. Z. muhatap alınmıştır. Mahkemece, bu davalı yönünden usulüne uygun taraf teşkilinin yapılarak yargılamanın yürütülmemiş olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; davalı N.Z.öğretmen olarak görev yaptığı okulda üç öğretmeni tabanca ile vurarak öldürmüştür. Ölen kişilerin idare aleyhine açtıkları tazminat davası sonucu ödemede bulunan davacı idare, bu miktarın olayda sorumlulukları olan davalılardan rücu’an tahsilini istemektedir.
Davalılardan F. B.olayın meydana geldiği okulun müdürü, A. K.ise İl Milli Eğitim Müdürüdür. Davalı N. Z. rahatsızlığını belirterek okuldan hastahaneye sevk işlemini yapmış, hastahanenin psikiyatri kliniğinde bir süre tedavi gördükten sonra 5.11.1993 tarihinde kendisine (60) günlük bir rapor verilerek taburcu edilmiştir. Davalı N. Z., rapor gereği, 5.11.1993-5.1.1994 tarihleri arasında okula gelmeyerek izinli sayılmıştır. Anılan raporun sonuç kısmında “sonunda muayene kaydıyla izin verildiği” yazılıdır. Buna rağmen davalı N. Z. rapor süresi bitiminde hemen 5.1.1994 tarihinde göreve başlatılmış ve bir süre sonrada olay meydana gelmiştir.
Raporda davalı N.Z.’nun psikolojik tedavi gördüğü, iyileşmesi için ve istirahat dönemi sonunda tekrar muayene edilmesi şartı ile (60) gün istirahat verildiği yazılıdır. Basiretli bir yöneticinin psikolojik bir rahatsızlığı olan kişinin gerek öğrenciler, gerekse okuldaki diğer görevliler yönünden tehlike oluşturabileceğini, tamamen iyileştiği anlaşılmadan göreve başlatılmamasını bilmesi ve buna göre davranması gerekir. Davalı yöneticiler raporda yazıldığı halde N.Z.nun gerekli kontrollerini yaptırmadan ve iyileştiğinden emin olmadan göreve başlatmakla kusurludurlar. Bu nedenle idarenin, davalıların kusurlu davranışlarının sonucu olarak ödediği miktardan sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı gerekçe ile bu davalılar yönünden davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili ve davalı N.Z.vekili;
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve öte yandan dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle görülmekte olan davanın rücuan tazminat davası olmasına, rücu davalarında teselsülen söz konusu olmamasına, göre her bir davalının bu olaydaki kusur durumunun alınacak bilir kişi raporu ile belirlenmesi gerekir.
Ölen kişinin yakınları tarafından Gaziantep İdare Mahkemesinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında mahkemece, 20.3.1997 gün ve 1995/208 E, 1997/319 K. sayılı ilamda "rapor sonunda muayene kaydı" bulunmasına rağmen bu raporun gereği yapılmadan davalı Nusret"in göreve başlatılmasında kurum idarecilerinin basiretli bir yöneticiden beklenen davranışı yerine getirmeyerek mevzuata ve hizmet gereklerine aykırı davranmak suretiyle ağır hizmet kusuru işlediği hususunun saptandığı ve kesinleştiği, bu belirlemenin eldeki dosya açısından güçlü delil oluşturduğu anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı ve davalı N. Z.vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının davalıya geri verilmesine, 03.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.