Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9893 Esas 2022/11029 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9893
Karar No: 2022/11029
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/9893 Esas 2022/11029 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava ile ilgili olarak, davacı üçüncü kişi, 4.12.2009 tarihli haciz esnasında mülkiyeti üçüncü bir kişiye ait malların haczedildiğini belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Birleşen davada ise, davacı üçüncü kişi, 18.03.2010 tarihli hacizde mülkiyeti üçüncü bir kişiye ait olan malların haczedildiğini belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı, borçlu ve üçüncü kişi şirketin mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler yaptıklarını iddia ederek asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Yargı süreci sonucunda, asıl davanın süre yönünden, birleşen davanın ise süre ve aktif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak, Dairemiz tarafından yapılan incelemede, birleşen davaya konu olan 18.03.2010 tarihli hacze ilişkin davanın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, davaların İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
İİK'nun 96. vd. maddeleri, İİK 97/9. maddesi, HUMK'nun 440. maddesi.
12. Hukuk Dairesi         2022/9893 E.  ,  2022/11029 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21/06/2022 tarih, 2022/3122 Esas - 2022/7494 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davalılardan borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Asıl davada davacı 3. kişi ... İnş. Ltd. Şti., 04.12.2009 tarihli haciz esnasında mülkiyeti 3.kişiye ait malların haczedildiğini belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen davada davacı 3. kişi ... İnş.Ltd. Şti., 04.12.2009 ve 18.03.2010 tarihli hacizler esnasında mülkiyeti 3.kişiye ait bir kısım malların haczedildiğini belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı alacaklı, borçlu ve 3. kişi şirketin mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler yaptıklarını öne sürerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı üçüncü kişi vekili ve tazminat talebinin reddi yönünden de davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş, asıl davanın süre yönünden, birleşen davanın ise süre ve aktif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişiler ,davalı borçlu ve davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2018 tarih, 2015/21052 Esas, 2018/14132 karar sayılı kararı ile, UYAP üzerinde kayıtlı gerekçeli karar ile dosyada fiziken mevcut gerekçeli kararın harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden birbirinden farklı olduğu, gerekçeli kararın UYAP ortamındaki ve dosyadaki ıslak imzalı halleri arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle karar bozulmuştur. Mahkemece , bozma ilamına uyularak asıl dava da haciz işleminin 04/12/2009 tarihinde davacı şirketin ticari siciline kayıtlı adresinde yapıldığı, haciz esnasında herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmadığı, 3.kişi ... şirketi ile ilgili olarak istihkak prosedürünün işletilmediği, davacı şirketin Ticari siciline kayıtlı adresinde haciz işlemi yapılmış olması nedeniyle haciz işleminden haciz tarihi itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerektiği, istihkak davasının 12/05/2010 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, yasal 7 günlük süre geçtikten sonra açılan davanın reddine; birleşen davada davacı ... şirketi tarafından 04/12/2009 tarihinde haczedilen makinaların 03/12/2007 tarihli fatura ile diğer davacı ... İnş şirketine satıldığı ileri sürülerek istihkak iddiasında bulunulduğu, takip dosyasında ... İnş şirketi adına istihkak iddiasında bulunulmadığı, davacı ... şirketinin kendi adına istihkak iddiasında bulunduğu, borçlunun 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunma imkanı mevcut ise de 3. kişi
    adına istihkak davası açmasının mümkün olmadığı,mahcuz malların ... inş şirketine ait olduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle reddine, 18/03/2010 tarihindeki haciz işlemi yönünden ise istihkak prosedürünün işletilmediği, haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün geçtikten sonra 07/04/2010 tarihinde istihkak davasının açıldığı anlaşılmakla 18/03/2010 tarihli mahcuzlar yönünden açılan davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı 3.kişiler ve davalı borçlu tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 21.06.2022 tarih, 2022/3122 Esas, 2022/7494 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, karara karşı davalı borçlu karar düzeltme isteğinde bulunması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
    Dava üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    1- Asıl dava ve birleşen davada 4.12.2009 tarihli hacze ilişkin karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde,
    Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK. nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından karar düzeltme talebinin reddi gerekmiştir.
    2-Birleşen davaya konu 18.3.2010 tarihli hacze ilişkin karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
    İİK 97/ 9. maddesinde; "Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder." şeklinde düzenleme yer almıştır.Yedi günlük süre hak düşürücü mahiyette olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
    Somut olayda, Davaya konu 18.3.2010 tarihli hacizde üçüncü kişinin çalışanı hazır bulunmuş olup anılan şahıs üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili değildir. Davacı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren, İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde takip dosyasına yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacının haczi daha önce öğrendiğine ilişkin herhangi bir belge de dosyaya yansımamıştır. Bu durumda, istihkak iddiasını daha önce ileri sürme olanağı bulamayan 3. kişi tarafından hacizli mal hakkında, doğrudan istihkak davası açılmış olduğundan davanın süresinde açılmadığının kabulü hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece birleşen davaya konu 18.3.2010 tarihli hacze ilişkin davanın süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizin maddi hataya müsteniden kararın onandığı anlaşılmakla davalı borçlunun karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile Dairemizin onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Davalı borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 21.06.2022 tarih, 2022/3122 Esas - 2022/7494 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda 2. bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara