Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/3733 Esas 2022/11134 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3733
Karar No: 2022/11134
Karar Tarihi: 27.10.2022

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/3733 Esas 2022/11134 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2022/3733 E.  ,  2022/11134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu Mahkemeye başvurarak haksız rekabetin tespiti ve menine dair ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı ve kısa kararın ilamlı icra takibine konu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiğini, Mahkemece kısa kararda hükmün özetinin yer alması ve ilamın kesinleşmesine gerek olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği, kararın tebliği üzerine borçlunun temyiz istemi Mahkemece süresinde yapılmamasından ötürü ek karar ile reddedildiği, ek kararın gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri uyarınca vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
    Tebligat Kanunu'nun 17. maddesinde de; ''Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine... Yapılır.'' hükmüne yer verilmiş olup; Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasında ise; ''Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.'' düzenlemesi yer almaktadır.
    Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu hakkında yürütülen ilamlı icra takibinde, borçlunun 01/09/2016 tebliğ tarihi itibariyle Avukat ... tarafından temsil edildiği ve takibin adı geçen vekil vasıtasıyla sürdürüldüğü dosya kapsamıyla sabittir. Öte yandan, borçlu vekilinin adresine çıkarılan gerekçeli karar tebligatının ''Gösterilen adrese gidildi, adreste muhatap Leyla Sezer’e soruldu. Muhatabın dışarda olduğunu beyan etti, imzadan imtina etti, Kozyatağı Mahalle Muhtarı’ na teslim edildi . 2 nolu haber kağıdı ... ‘e verilerek bilgi verildi .'' şerhiyle 01/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
    Bu durumda, borçlu vekili adına işyeri adresine gönderilen gerekçeli karar tebligatının belli bir yerde mesleğini devamlı olarak icra eden gerçek kişiler yönünden tebligatın yapılma usulünü düzenleyen Tebligat Kanunu'nun 17. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi hükümlerinin uygulanması suretiyle tebliğ edilmesi gerekirken; anılan tebliğ işleminin, olayda uygulama yeri bulunmayan Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğe
    ilişkin prosedür izlenerek gerçekleştirilmesi usulsüz olup İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25/12/2019 tarihli 2016/264 Esas 2016/312 Karar sayılı ek kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verilerek esas kararın incelenmesine geçilmiştir.
    Somut olayda takibe dayanak ilam mahkemeye başvuru tarihinden sonra bozularak ortadan kalktığı ve bozmaya uyularak mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2019/4977 Esas 2020/3618 Karar sayılı kararıyla 28/09/2020 tarihinde onandığına göre Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 6100 sayılı HMK'nun 331. maddesinin 1.fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 27/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara