Esas No: 2022/4351
Karar No: 2022/11184
Karar Tarihi: 31.10.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4351 Esas 2022/11184 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/4351 E. , 2022/11184 K.Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, bir icra takibinde borçlu şirketin tebligatın usulsüz yapıldığı gerekçesiyle yaptığı şikayetin kabul edilmesine, ancak alacaklının başvurusu üzerine yapılan istinaf başvurusunda şikayetin reddedildiğine dair verilen karara karşı yapılan temyiz itirazını değerlendirdi. Mahkeme, ticaret sicil adresine yapılan tebligatın TK'nun 21/1. maddesi gereğince usulüne uygun yapılmadığını ve haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğini belirtti. Ancak, TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğe muttali olmuş ise muteber sayıldığına dikkat çekti. Buna göre, İlk Derece Mahkemesinin usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yolunda verdiği karar doğru olduğunu belirtti. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerektiğine karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 35/4. maddeleri
- Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. madeleri
- TK'nun 21/1. maddesi
- TK'nun 32. maddesi
- 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi
- 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulüne,tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak tespitine karar verildiği, karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Ancak, Kanunun 21/1.maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.
Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen
adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır ” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda borçlu ...'ne ödeme emrinin ticaret sicil adresine 7201 Sayılı TK'nın 21/1 maddesi gereğince " muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle isim vermedi soruldu, muhatabın geçici olarak ...gittiğini beyan etmesi üzerine tebliğin imkansızlığı nedeniyle tebliğ zarfı Mavigöl mahalle muhtarı ... teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırılarak komşusu isim vermedi haberdar edilmiştir." şeklindeki şerh ile tebliğ olunduğu, haber verilen komşu isminin bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
O halde, İlk Derece Mahkemesinin usulsüz tebligat şikayetinin kabulüyle, TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 18.1.2022 tarih ve 2021/1458 E. 2022/97 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 31/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.