Esas No: 2022/4235
Karar No: 2022/11869
Karar Tarihi: 10.11.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/4235 Esas 2022/11869 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/4235 E. , 2022/11869 K.Özet:
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi şikayeti reddederken, borçlu istinaf başvurusu yaparak Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu kabul ederek, tebliğ tarihini düzeltti ve şikayeti kabul etti. Ancak Yargıtay, borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozdu.
Kanun maddeleri:
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi
- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi
- 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi
- 6099 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi
- Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun'un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Söz konusu 7201 Sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise,TK'nun 21/1. maddesine göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, borçlunun tebliğ tarihindeki yurtiçi adresi olan "... Mah. ... Cad. No:6F İçkapı No:5 .../...” adresine çıkarılan örnek 7 ödeme emri tebligatının, “muhatabın yurt dışında yaşadığı, aynı adreste bulunan isim vermeyen komşusu sözlü/imzalı beyanından anlaşıldığından ... mercine iade" şerhi ile 05/01/2021 tarihinde iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine TK'nın 21/2. maddesine uygun şerhi içeren tebligatın aynı adreste 19/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup TK 21/2’ye göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
O halde, İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin reddine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun kabulü ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 17/12/2021 tarih ve 2021/1132 E. - 2021/3516 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 10/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.