Esas No: 2021/11076
Karar No: 2022/12063
Karar Tarihi: 22.11.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/11076 Esas 2022/12063 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2021/11076 E. , 2022/12063 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının icra mahkemesine başvurusunda, takip dışı (3. kişi) davalı ... Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.'ne gönderilen haciz ihbarnamesine gerçeğe aykırı olarak itiraz edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının, inkar edilen alacak tutarında tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece tazminat isteminin reddine dair karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
İİK.'nun 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Tazminat davası genel hükümlere tabi olduğunda, yargılamanın genel hükümlere göre yapılarak sonuca gidilmesi gerekir. Zira alacaklı, 3. kişinin gerçeye aykırı beyanından kaynaklanan haksız fiile dayalı olarak tazminat davası açmaktadır. Kaldı ki, İcra ve İflas Kanunu 89/4 ve 338. madde hükümlerinin 3. kişinin gerçeğe aykırı beyanını suç olarak nitelendirmesi, 3. kişinin bu davranışının haksız fiil olduğunun açıkça bir göstergesidir. Tazminat talebi haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerekir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zamanaşımı süreleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar, şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK 89/4'e göre tazminat davası açması gerekir.
Öte yandan İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davası, icra mahkemesince genel hükümlere göre görüleceğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir. Bu Kanun'da da dava zamanaşımına ilişkin bir düzenleme yoktur. Ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. adına çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesine karşı 26/09/2011 tarihinde yasal süresi içerisinde üçüncü kişi şirket tarafından itiraz edilmiştir. Takip alacaklısının ise, 04/11/2011 tarihinde icra dosyasından, davalı 3. kişiye 89/2 haciz ihbarnamesi gönderilmesine yönelik talepte bulunduğunun anlaşılması karşısında , alacaklının 89/1 haciz ihbarnamesine karşı 26/09/2011 tarihinde üçüncü kişi tarafından yapılan itirazdan 04/11/2011 tarihi itibariyle haberdar olduğu dikkate alındığında, alacaklının 31/03/2015 tarihinde açtığı tazminat davasının 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden çok sonra açıldığı görülmüş olup; bu durumda usulüne uygun olarak hak düşürücü sürede açılan bir tazminat davasının varlığından sözedilemez. Mahkemece tazminat davasının haciz ihbarnamesine itiraz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiği gerekçesiyle tazminat davasının süre yönünden reddine karar verilmesi doğru değil ise de; karar sonucu itibari ile doğru görüldüğünden hükmün gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilip kararın gerekçesinin düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile; mahkeme kararının gerekçesinin yukarıda gösterilen sebeple düzeltilen şekli ile ONANMASINA, harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.