Hırsızlık - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/14183 Esas 2016/4928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14183
Karar No: 2016/4928

Hırsızlık - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/14183 Esas 2016/4928 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, Merve Tekstil isimli işyerinde çalışan bir kişiyi evine giderek hırsızlık yapmakla suçlanmıştır. Mağdurun şikayet dilekçesi ve tanıkların beyanları sonucu sanığın suçunu işlediği hükmedilmiştir. Sanığın eylemi 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/4. maddesi uyarınca suç olarak kabul edilmiştir. Bu maddeye göre sanığa öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırı aşılmamıştır. Bunun yanı sıra, 765 sayılı Kanun'un 102/4 maddesi ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 66/1-e, 67/4 maddeleri de suça uymaktadır. Ancak dava zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanık lehine olduğu ve 102/4. maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımının karar tarihinden geçtiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Sanık hakkında açılan kamu davası düşürülmüştür. Kanun maddeleri 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/4, 102/4 ve 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddeleridir.
22. Ceza Dairesi         2015/14183 E.  ,  2016/4928 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, cezanın türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Mağdurun 02.12.2003 tarihli şikayet dilekçesi içeriği ve aynı gün soruşturma aşamasında alınan beyanında, Merve Tekstil isimli işyerinde çalıştığı zamandan beri tanıdığı sanığın zaman zaman evine geldiğini, Ramazan ayının son haftası evinin anahtarlarının çalındığını, Bayramın 1. günü takılarını takmak üzere bulunduğu yere gittiğinde altın gerdanlığı ile altın kolyesinin çalındığını farkettiğini, komşuları arasında konuşurken karşı komşusunun kızı olan ..."ın 01.12.2003 günü sanığı evinin kapısının önünde iki kez görüp, anahtarla evinin kapısını açmaya çalıştığını gördüğünü söylediğini ifade ettiği, tanık ..."ın ise 31.05.2007 tarihli oturumda alınan beyanında, hadise tarihinde sanığı mağdura ait evin kapı zilini çalarken görüp mağdurun evde olmadığını söylediğini, sanığın kendisini mağdurun çağırdığını belirtip bir süre durup kapı önünden ayrıldığını, kısa bir süre geçtikten sonra sanığı, mağdura ait kapıyı anahtarla açmaya çalıştığını gördüğünü, sanığın kendisini görünce kapıyı açmadan oradan ayrıldığını, daha sonra sanığı mağdurun kapısında görmediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece sanık hakkında 765 sayılı TCK"nın 491/4. maddesi ile yapılan uygulama herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki sanığın eyleminin 765 sayılı TCK"nın 493/2. maddesine uyduğuna yönelik düşünce benimsenmemiştir.
    Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 491/4 maddesinde belirtilen suç için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, aynı Kanun"un 102/4, 104/2. maddeleri ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/1-b, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Kanun"un 7/2, 5252 sayılı Kanun"un 9/3. maddeleri ışığında, dava zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olması ve aynı Kanun"un 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımının karar tarihi olan 21.01.2009 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının DÜŞÜRÜLMESİNE, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara