Esas No: 2022/11876
Karar No: 2022/13231
Karar Tarihi: 13.12.2022
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/11876 Esas 2022/13231 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2022/11876 E. , 2022/13231 K.Özet:
İcra Ceza Mahkemesi, sermaye şirketinin iflasını istememek suçlamasıyla yapılan yargılamada, sanıkların ayrı ayrı beraatine ve bir sanık hakkında açılan davanın düşürülmesine karar vermiştir. Ancak, bu kararın yasa yolu itiraz değil, temyiz yasa yoluna tabi olması gerektiği gerekçesiyle yapılan itiraz işlemi ve verilen kararlar hukuki değerden yoksun kabul edilmiştir. Suç tarihinin gerektirdiği cezanın üst sınırına göre, zamanaşımı süresi dolmuş ve davalara düşürülmüştür.
Kanun maddeleri:
- 2004 sayılı İİK’nun 353/1 maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e ve 67. maddeleri
- 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi
- 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ: Sermaye şirketinin iflasını istememek
HÜKÜM: Mahkumiyet, Karar Verilmesine Yer Olmadığı
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; Cumhuriyet Başsavcılığınca 03/11/2022 tarihinde Dairemize gönderilen dava dosyası; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
2004 sayılı İİK’nun 353/1 maddesi gereğince icra mahkemesinin verdiği “Tazyik ve disiplin hapsine” ilişkin kararların itiraz kanun yoluna tabi olduğu, buna karşın icra mahkemesinin İİK’nın on altıncı bab’ında yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olmakla, dosya üzerine yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında “sermaye şirketinin iflasını istememek” suçundan yapılan şikayet üzerine yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda 28/04/2014 tarih ve 2013/27 Esas, 2014/302 Karar sayılı kararla “sanıklar ... ve ...'ın ayrı ayrı beraatlerine, sanık ... hakkında açılan davanın İİK'nun 354. maddesi uyarınca düşürülmesine,” dair itiraz yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği, karara şikayetçi vekilince 02/05/2014 tarihinde itiraz edildiği, yerel mahkemece gerekli temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, sanıklar hakkında verilen kararların İİK’nın 353/1 maddesi kapsamında itiraza tabi karar niteliğinde olduğu gerekçesiyle müşteki vekilinin dilekçesi, itiraz dilekçesi olarak değerlendirilerek, dosyanın 24/07/2014 tarihli üst yazı ile itiraz konusunda bir karar verilmek üzere itiraz mercii olan Ortaca 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği, Ortaca 2. Asliye Ceza Mahkemesince 31/07/2014 tarih, 2014/136 değişik iş sayılı kararı ile itirazın kabulüne karar verilerek dosyanın mahkemesine iade edildiği, bu defa yerel mahkemece itiraz merciinin kararı üzerine dosyanın yeniden esasa alınarak yargılamaya devam edildiği ve yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 08/06/2015 tarih, 2014/653 Esas ve 2015/262 Karar sayılı kararı ile sanık ...’ın cezalandırılmasına, sanıklar ... ve ... hakkında mahkemenin 28/04/2014 tarih ve 2013/27 Esas ve 2014/302 Karar sayılı ilamı ile verilen beraat kararlarının itiraz incelemesinde değerlendirilmediği ve bu
hali ile kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle sanıkların üzerlerine atılı suç ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına dair temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği, kararın şikayetçi vekilince 15/06/2015 tarihinde, sanık ... vekilince ise 11/06/2015 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış olup, yerel mahkemece sanıklar ... ve ...'ın ayrı ayrı beraatlerine ve sanık ... hakkında açılan davanın İİK'nun 354. maddesi uyarınca düşürülmesine ilişkin olarak verilen 28/04/2014 tarih ve 2013/27 Esas, 2014/302 Karar sayılı ilk kararın itiraz değil, temyiz yasa yoluna tabi olması nedeni ile itiraz yasa yolu ile ilgili olarak yerel mahkemece ve itiraz merciince yapılan işlem ve verilen kararların hukuki değerden yoksun olduğu ve ayrıca yerel mahkemenin 08/06/2015 tarih, 2014/653 Esas ve 2015/262 Karar sayılı kararının yok hükmünde olduğu kabul edilerek inceleme yapılmış olup,
Suç tarihi itibariyle sanıklara isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunması, şikayet tarihinin 08/01/2013 tarihi olduğu, zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 08/01/2021 tarihinde gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, müşteki vekili ile sanık ... vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davaların ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın temyiz incelemesine gelişindeki gecikmede kusuru olan görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.