20. Ceza Dairesi 2015/2458 E. , 2015/346 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında Sulh Ceza Mahkemesi"nce 31.03.2014 tarihinde 2013/870 esas ve 2014/430 karar sayı ile verilen sadece tedavi ve denetimli serbestlik uygulanmasına ilişkin kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtaya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.07.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sulh Ceza Mahkemesi"nce 31.03.2014 tarihinde 2013/870 esas ve 2014/430 karar sayı ile sanığın TCK"nın 191/2. maddesi gereğince sadece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «19/12/2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasına İlişkin Kanun"un 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi değiştirilmiş ve karar tarihinde yürürlükte bulunan bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle, kullanmamakla birlikte kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran sanık hakkında sadece denetimli serbestlik tedbiri yerine, yasal gerekçe gösterilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Sulh Ceza Mahkemesi"nin 31.03.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Mahkemece karar verilirken, yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekmektedir.
Mahkemece gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Diğer yandan, açıkça yasaya aykırı olan veya kendi içinde çelişen bir gerekçe, gerekçe sayılmaz.
Somut olayda, uyuşturucu madde kullanmadığını söyleyen sanığın bu beyanı gereğince, uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediği mahkemece kararda belirtilmediğinden; öncelikle sanığın uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediğinin gerekçesiyle birlikte gösterilmesi, sanığın uyuşturucu madde kullandığı kabul edildiği takdirde, mahkemece ceza ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik seçeneği tercih edilmediğinden, sadece "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine" hükmedilmesi, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu, ancak uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadığı kabul edildiği takdirde ise sadece "denetimli serbestlik tedbirine" hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı olup, sanık ... hakkındaki kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde olduğundan; Sulh Ceza Mahkemesi"nin 31.03.2014 tarihli 2013/870 esas ve 2014/430 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.