Esas No: 2015/2460
Karar No: 2015/345
Karar Tarihi: 30.04.2015
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/2460 Esas 2015/345 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında Asliye Ceza Mahkemesi"nce itiraz üzerine 18.04.2014 tarihinde 2012/408 değişik iş esas ve 2014/169 değişik iş karar sayı ile verilen itirazın reddine dair kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.07.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sulh Ceza Mahkemesi"nce 31.03.2014 tarihinde 2013/1111 esas ve 2014/411 karar sayı ile sanığın TCK"nın 191/2. maddesi gereğince sadece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanık tarafından uyuşturucu kullanmadığı gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine Asliye Ceza Mahkemesi"nce 18.04.2014 tarihinde 2014/169 değişik esas ve 2014/169 değişik iş karar sayı ile itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesinde yer alan "Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın uyuşturucu madde kullandığı mı yoksa kullanmak için bulundurduğu mu hususunun tespit edilmesi gerektiği, aksi halde hiç uyuşturucu madde kullanmamış bir kimsenin uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisi görmekle karşı karşıya kalacağı, somut olayda mahkemece sanığın kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğu kabul edilmişse de, uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığına dair bir araştırma yapılmadığı ve gerekçede bu hususun değerlendirilmediği cihetle, sanığın üzerinde bulunan uyuşturucu maddeyi kullandığına dair biyolojik materyal incelemesi dahil bir delil olmadığı gibi bu yönde iddia da bulunmadığı ve sanığın uyuşturucu madde kullanmadığı yönündeki savunmaları da gözetilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun l91/2. maddesinin 2. cümlesi uyarınca yalnızca "denetimli serbestlik tedbirine" karar verilmesi gerekirken, aynı maddenin 1. cümlesi uygulanarak "tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine" karar verildiği gözetilerek itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18.04.2014 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
Mahkemece karar verilirken, yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekmektedir.
Mahkemece gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez. Ancak mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Diğer yandan, açıkça yasaya aykırı olan veya kendi içinde çelişen bir gerekçe, gerekçe sayılmaz.
Somut olayda, uyuşturucu madde kullanmadığını söyleyen sanığın bu beyanı gereğince, uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediği mahkemece kararda belirtilmediğinden; öncelikle sanığın uyuşturucu madde kullandığının kabul edilip edilmediğinin gerekçesiyle birlikte gösterilmesi, sanığın uyuşturucu madde kullandığı kabul edildiği takdirde, mahkemece ceza ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik seçeneği tercih edilmediğinden, sadece "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine" hükmedilmesi, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu, ancak uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadığı kabul edildiği takdirde ise sadece "denetimli serbestlik tedbirine" hükmedilmesi gerektiğinden itiraz merciince itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce bu nedenle yerinde olduğundan; Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18.04.2014 tarihli 2014/169 değişik iş esas ve 2014/169 değişik iş karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.