15. Hukuk Dairesi 2021/915 E. , 2021/2557 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki borçtan kurtulma davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirketin DEDAŞ’a 31/07/2013 tarihli 2.041.693,80 TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, yöntem bildirimine göre herhangi bir ihlâl sebebiyle ceza-i şart uygulanabilmesi için kullanıcıya bir uyarıda bulunulması ve ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, ceza miktarlarının da fahiş olduğunu ileri sürerek, davaya konu faturalardan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil kurumca yapılan tüm işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; davalı ile dava dışı DEDAŞ arasında sistem kullanım anlaşmasının bulunmadığı, cezanın İletim Sitemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Trafilerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesi gereğince tahakkuk ettirildiği, EPDK tarafından onaylanan yöntem bildirimine dayalı olarak ceza tahakkuk ettirilmesinde davalının haklı olduğu, cezanın, sistem kullanım anlaşmasına dayalı olarak kesilmemesi nedeniyle SKA" nın 10. maddesindeki uyarı şartının aranmasının gerekmediği, yöntem bildiriminde uyarı şartının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun"a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun"un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK"nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK"nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) re"sen dikkate alınır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara dair uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.