Esas No: 2015/14702
Karar No: 2015/5131
Karar Tarihi: 14.12.2015
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/14702 Esas 2015/5131 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2015/14702 E. , 2015/5131 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 10 - 2012/142483
Mahkeme : KAYSERİ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi - Numarası: 14/03/2012 - 2011/57 esas ve 2012/119 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma: Tüm sanıklar hakkında
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli karar başlığında, sanık Barış"ın soyisminin “B.K.” yerine “B." olarak ve suç tarihleri olarak 26.09.2008 - 05.10.2008 - 14.10.2008- 16.10.2008 - 21.10.2008 - 01.11.2008 - 04.11.2008 - 13.11.2008 - 17.11.2008 yerine 17.11.2008 -14.10.2008 - 13.11.2008 - 21.10.2008 olarak yazılması Mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1-Sanık Mahmut hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesi:
29/03/2012 tarihinde tebliğ edilen hükmün, süresinden sonra 17/04/2012 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, sanığın temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2- Sanıklar Özkan, Harun, Yusuf, Yavuz, Hakan, Ali, Volkan, Fetih, İbrahim hakkında kurulan hükümlerin incelenmesi:
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık Özkan"ın 16.10.2008, 01.11.2008, 04.11.2008 tarihli ve Harun"un 26.09.2008, 16.10.2008, 21.10.2008 tarihli eylemleri nedeniyle bir suç işleme kararının icrası kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma fiilini değişik zamanlarda birden fazla gerçekleştirdikleri ve eylemlerinin TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suçu oluşturması nedeniyle TCK’nın 43. maddenin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve sanıklar Yusuf, Ramis ve Özkan"ın adli sicil kayıtlarında yer alan sabıkaları nedeniyle haklarında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanık Yusuf"un 16.10.2008 tarihli suça iştirakinin bulunmaması nedeniyle tebliğnamedeki Yusuf hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki eleştiri düşüncesine katılınmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiriler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafileri ve sanık Volkan vasisi ile sanıklar Harun ve Yusuf"un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık Musa hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden MERNİS"ten alınarak dosyaya eklenen nüfus kayıt örneğinde; sanığın 28/04/2014 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında, sanığın ölüp ölmediğinin Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
4- Sanık Soner hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığından yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
A-Sanık Soner"in içinde bulunduğu aracın araması sırasında bulunan direksiyon ayar mandalına sıkıştırılmış olan .gram . kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin savunmasının aksine, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” yerine “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan hüküm kurulması,
B-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
5- Sanık Ramis hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
Aralarında bağlantı bulunması nedeniyle, Dairemizin 2015/16221 esas sırasında kayıtlı bulunan Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 09.06.2011 tarih, 2009/309 esas ve 2011/188 karar sayılı dosyası ile birlikte inceleme yapılmıştır.
Sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkası nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen ve eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
A-Sanık hakkında 26.09.2008-05.10.2008-14.10.2008-16.10.2008-21.10.2008-13.11.2008 tarihli eylemlerinden dolayı 15.04.2009 tarihli iddianameyle temyiz konusu bu davanın açıldığının anlaşılmasına göre, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma fiilini değişik zamanlarda birden fazla gerçekleştirdiği ve eylemlerinin zincirleme suçu oluşturması nedeniyle TCK’nın 43. maddenin uygulanması gerektiği; birlikte incelenilen Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 09.06.2011 tarih, 2009/309 esas ve 2011/188 karar sayılı dosyasında, 05.10.2008 tarihli eylemi nedeniyle sanık hakkında ayrıca 04/09/2009 tarihli iddianameyle açılan dava üzerine, TCK"nın 188/3, 297/1, 62 ve 52/2. maddeleri uygulanarak 6 yıl 3 ay hapis ve 100 TL adlî para cezasına hükmolunduğu anlaşılmakla, tüm deliller birlikte değerlendirilip, sanığın her iki davaya konu olan fiillerinin zincirleme suç oluşturduğu, buna göre bir hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
B-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
6- Sanık Barış hakkında kurulan hükmün incelenmesi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2013/610 - 2014/512 - 2013/841 - 2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere: adli arama kararı alınmasını, gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi. 217. maddesinin 2. fıkrası. 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Sanığın, otobüs ile uyuşturucu madde getireceğine dair istihbari bilgi alınması dolayısıyla CMK"nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" ve "yazılı adli arama emri" alınmadan üzerinde ve valizinde yapılan aramada, suça konu esrarın ele geçirildiği anlaşılmakla, hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu madddenin, "suçun maddi konusu" ve “suçun delili" olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusunun bulunmaması nedeniyle suçun unsurları oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.