Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/8134 Esas 2015/4785 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8134
Karar No: 2015/4785
Karar Tarihi: 23.11.2015

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/8134 Esas 2015/4785 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir dava sonucu verilen karar incelenmiştir. B.N., F.N. ve S.Ö.'nin suçun işlenmesi için sağladıkları 56.165 TL'nin müsadere edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek tebliğnamenin bu miktarın sanıklara iadesine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş belirtilmemiştir. B.N. ve S.Ö. hakkında tayin olunan temel cezanın arttırılması sonucu 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına karar verilmiştir. E.Ö., N.E., Y.Ş. ve T.Ş. üzerindeki hükümlerin avukatlık ücreti yönünden yapılan incelenmesinde beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmediği belirtilerek hüküm bozulmuştur. M.G. hakkında yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, eylemlerinin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı belirtilerek hüküm onanmıştır. H.K. hakkında ise adli arama kararı alınmadan arama yapıldığından suçun maddi konusu bulunmayarak hüküm bozulmuştur. Hüküm açıklamaları sıras
20. Ceza Dairesi         2015/8134 E.  ,  2015/4785 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 10 - 2015/82404
Mahkemesi : KONYA 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 28/01/2015 - 2014/140 esas ve 2015/28 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar B.. N.., F.. N.. ve S.. Ö.. hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamından B.. N.. ve F.. N.."dan ele geçirilen 56.165 TL"nin suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaat olduğu ve bu nedenle TCK"nın 55. maddesi uyarınca müsadere edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamenin bu miktarın sanıklara iadesine karar verilmesi gerektiği yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.
Sanıklar B.. N.. ve S.. Ö.. hakkında TCK"nın 188/3-4. maddeleri uyarınca tayin olunan temel cezanın, anılan Kanunun 43. maddesi uyarınca arttırılması sırasında "8 yıl 16 ay 15 gün" hapis cezası yerine "9 yıl 4 ay 15 gün" hapis cezasına karar verilmesi, sonuç cezanın doğru olarak hesaplanmış olması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar E.. Ö.., N.. E.., Y.. Ş.. ve T.. Ş.. hakkında kurulan hükümlerinin avukatlık ücreti yönünden yapılan incelenmesinde;
1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının (1) numaralı paragrafının sonuna "Sanıklar E.. Ö.., N.. E.., Y.. Ş.. ve T.. Ş.."in kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 3000"er TL vekalet ücretinin hazineden alınarak ayrı ayrı sanıklara verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanık M.. G.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, 22.11.2013 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, bu eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından; 22.11.2013 tarihli eylem bakımından yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında TCK"nın 188/3-4. maddeleri uyarınca tayin olunan temel cezanın, anılan Kanunun 43. maddesi uyarınca arttırılmış olması karşısında, teselsül hükmünün uygulanmasına esas teşkil eden 11.03.2014 tarih ve 2013/22180 soruşturma no, 2014/4274 esas no, 2014/406 nolu iddianamenin konusunu oluşturan ve 21.08.2014 ve 24.08.2014 tarihli eylemlerde ele geçen suç konusu uyuşturucu maddeler ile ilgili olarak;
a) Olay ve el koyma tutanakları ile ilgili diğer tüm tutanaklar,
b) Ele geçirilen suç konusu madde ile ilgili olarak düzenlenen ekspertiz raporlarının,
Aslı veya onaylı örnekleri getirtilmeden hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
4- Sanık H.. K.. hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2013/610 - 2014/512, 2013/841 - 2014/513 ve 2014/166 - 514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa"nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluş ve dosya içeriğine göre, uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair ihbar alınan sanık hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, teknik araçlarla izleme ve iletişimin tespiti tutanaklarından hareketle 27.01.2013 tarihinde sanıktan uyuşturucu aldığı tespit edilen E.. U.., A.. A.. ve M.. B.. ile 10.02.2014 tarihinde sanıktan uyuşturucu madde satın aldığı tespit edilen E.. A.."nın üzerlerinde ve araçlarında, CMK"nın
116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı" veya “yazılı adli arama emri” alınmadan Konya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/1166 ve Konya 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/52 değişik iş numaralı önleme araması kararları sonucunda yapılan aramada, uyuşturucu madde satılan E.. U.. ve A.. A.."den ..., M.. B.."dan 0,033 gram, E.. A.."dan 0,55 gram eroin olarak tabir edilen uyuşturucu maddenin ele geçirildiği anlaşılmış ise de; önleme arama kararı ile arama işlemi yapılamayacak olan bu olaylar bakımından E.. U.., A.. A.. ve M.. B.."ın üzerlerinde, E.. A.."nın ise aracında yapılan hukuka aykırı arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddenin, “suçun maddi konusu” ve “suçun delili” olarak hükme esas alınamayacağı gözetilerek, somut olayda suçun maddi konusu bulunmadığından, dolayısı ile suçun unsurları oluşmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın TAHLİYESİNE; başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara