Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/1567 Esas 2015/4579 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1567
Karar No: 2015/4579
Karar Tarihi: 09.11.2015

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/1567 Esas 2015/4579 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişinin uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan aldığı cezanın incelenmesinde, adli sicil kaydındaki ilamların uyarlama yargılamalarının sonucunun beklenmesi için uzamasına ve adaletsizliğe neden olmaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, başka bir dava olup olmadığının belirlenmesi gerektiğine karar verdi. Hükmün Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozulmasına ve yeniden değerlendirilmesine karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCY'nın 58. maddesi
- 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi
- 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi
- TCK'nın 191. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası
- CMK'nın 223. maddesi ve 8. fıkrası

 

 

20. Ceza Dairesi         2015/1567 E.  ,  2015/4579 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 10 - 2008/227141
Mahkeme : SAMSUN 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi - Numarası : 25/06/2008 - 2008/141 esas ve 2008/179 karar
Suçlar : 1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
2-Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
A-Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.06.2011 tarih, 2011/2-60 esas, 2011/26 karar sayılı ilamında; "Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektireceği belirtilen mahkûmiyete ilişkin ilâmın onaylı sureti mahkemesinden getirtilip, adli sicil kaydına konu bu ilamla ilgili olarak hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığına ilişkin araştırmanın hüküm kesinleştikten sonra infaz aşamasında yapılmasının da mümkün olduğu ve Cumhuriyet savcılığınca tekerrüre esas alınan ilam ile ilgili gerektiğinde uyarlama yapılmasının mahkemesinden istenebileceği kabul edilmelidir. Bu kabul, davaların sabıka kaydında yer alan ilamların uyarlama yargılamalarının sonuçlarının beklenmesi için gereksiz yere uzamasına, bunun sonucunda da zamanaşımına uğramasına ve sabıkası olan sanık ile sabıkasız olan sanıklar arasında yargılama sürecine ilişkin olarak oluşacak adaletsizliklerin önlenebilmesi açısından da gereklidir." şeklindeki içtihadı gözetilerek ve sanığın savunması alınırken iddianamenin okunarak bu hususun 23.05.2008 tarihli duruşma tutanağına yazıldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içerisindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile hükümden sonra 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu"nun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezasının TL’ye dönüştürülmesi, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanığın savunması alınırken iddianamenin okunarak bu hususun tutanağa yazıldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Hemen Ara