Esas No: 2015/14592
Karar No: 2015/4413
Karar Tarihi: 27.10.2015
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/14592 Esas 2015/4413 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç :Uyuşturucu madde ticareti yapma
12.04.2008
Hüküm :1-Mahkûmiyet: Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında
2-Beraat: Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ... ve Soner Şahin hakkında
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Karar başlığında suç tarihlerinin “15.11.2007 - 17.12.2007 - 14.01.2008 - 15.01.2008, 24.01.2008 - 03.02.2008 - 18.02.2008 - 20.02.2008 - 25.02.2008 - 29.02.2008 - 12.03.2008 - 03.04.2008 - 12.04.2008” olarak gösterilmesi yerine “08.11.2007 - 04.04.2008 tarihleri arası” şeklinde gösterilmesi
./..
mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi:
Tekerrüre esas mahkûmiyetleri bulunan sanıklar ... ve ... hakkında TCK’nın 58. maddesinin ve farklı tarihlerde birden çok uyuşturucu madde ticareti suçunu işleyen sanık ... hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafileri ve sanıklar ... ile ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin oybirliğiyle, sanık ... hakkındaki hükmün Başkan vekili ... Kaya ve üye Erol Tekmen’in karşı oyları ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ... ..., ... ve ... hakkındaki beraat hükümlerinin incelenmesi:
Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki beraat hükümlerinin incelenmesi:
A)Sanık ...’ın 15.01.2008 tarihinde yapılan aramada poşet içerisinde ele geçirilen net 60,24 gram esrarı, yine sanık ...’un kendisinde ele geçen net 5,04 gram esrarı kullanmak için satın aldıklarına ilişkin savunmaları ve uyuşturucu madde ticareti yaptıklarına dair delil bulunmaması karşısında eylemlerinin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
B)Sanık ...’in 17.12.2007 tarihinde kullanmakta olduğu araçta yapılan aramada ele geçen net 26,59 gram esrarı hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan soruşturma yürütülen ... ile kullanmak amacıyla, mahkûm olan sanık ...’dan birlikte satın aldığına ilişkin savunması, ...’in beyanları ve uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair delil bulunmaması karşısında eyleminin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
C)Sanık ...’in 20.02.2008 tarihinde kendisinin kullandığı ve hakkında mahkûmiyet hükmü kurulan sanık ...’in de içinde bulunduğu araçta satışa hazır net 71,88 gram esrarın ele geçirildiği, sanığın kendisine ait aracın olay yerine yakın yol uygulamasından kaçarak durdurulduğu, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamından sanığın diğer sanık ... ile fikir ve eylem birliği içinde diğer sanık ...’a uyuşturucu maddeyi sevk ederken yakalandığı anlaşıldığından eyleminin TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine yetersiz gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
D)Sanık ...’ın hakkında mahkûmiyet hükmü kurulan sanık ...’dan uyuşturucu madde temin edip getirmeleri için sanıklar ... ve ...’i sanık ...’a gönderdiğinin iletişim tespit tutanakları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı; kendisine getirilirken ele geçirilen ve “sarı, kırmızı ve mavi renkli poşet içerisinde bulunan ayrı ayrı gazete kâğıtlarına sarılmış 8 adet halinde poşetlenmiş esrar maddelerinin belirli gramajlarda sarılarak her an satışa hazır halde bulundurulduğu ve her poşetteki esrar maddelerinin birbirinden farklı olduğu” şeklindeki 20.02.2008 tarihli olay tutanağı da dikkate alındığında; sanığın ele geçirilen uyuşturucu maddeyi ticari amaçla istediği ve eyleminin TCK’nın 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkûmiyeti yerine yetersiz gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
E)Sanık ...’in 15.11.2007 tarihinde üst aramasında ele geçirilen ve gazete kağıdına sarılı net 2,41 gram esrarı, yakalandığı an yanında bulunan ve uyuşturucu madde kullanmaktan haklarında işlem yapılan ... ve ... isimli şahıslardan aldığı ve kendisinin de eklediği para karşılığında hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanık ...’tan aldığına yönelik tevilli beyanı, sanık ...’ın bu beyanı
./..
doğrulayan savunması, iletişim tespit tutanakları, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamından sanık ...’in eyleminin bir bütün halinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin oybirliğiyle, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin Başkan vekili ... ... ve üye ... ’in karşı oyları ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4-Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Hükümden sonra UYAP aracılığı ile MERNİS’ten çıkarılarak dosyaya konulan nüfus kaydında sanığın 21.02.2013 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, sanığın ölüp ölmediğinin Mahkemece araştırılarak, ölmüş olduğunun tespiti halinde hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin, CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
5271 sayılı CMK"nın "Tesadüfen elde edilen" deliller başlıklı 138. maddesine göre:
1) Arama veya elkoyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135"inci Maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir. Maddeye göre, uyuşturucu madde ticareti suçu ile ilgili yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında sanığın suç ortağının ortaya çıkması halinde değil, soruşturma ya da kovuşturma konusu olan suçtan başka ve CMK"nın 135. maddesinde sayılan diğer bir suçun ortaya çıkması halinde tesadüf delilden söz etmek mümkündür.
İletişimin tespiti sırasında sanığın telefon konuşmasına takılan şüphelinin soruşturulan suça iştirak etiği tespit edilirse ikinci şüpheli hakkında hâkimden iletişim tespit kararı alınması gerekir.
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında iletişim tespit kararı alınmış değildir. İzah edildiği gibi durumu tartışılan sanıklar hakkında tesadüfen delil de elde edilmiş değildir. Çünkü elde edildiği söylenen delil, soruşturma konusu olan suçla ilgilidir.
5271 sayılı CMK"nın 217. maddesine göre;
1) Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.
2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
CMK"nın 230. maddesinin (1-b) bendine göre:
"Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi" gerekir.
CMK’nın 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendine göre:
"Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması" kesin hukuka aykırılık halidir. 5271 sayılı CMK"nın 217 ve 289. maddelerinde kamusal yarar halinde hukuka aykırı deliller hükme esas alınır veya korunan hukuki değer gibi bir ölçüt de yoktur. Sayın çoğunluğun kabulüne göre
kişilerin AİHS"nin 5. maddesi ile güvence altına alınan "özgürlük ve güvenlik" hakları ve 8. maddesi ile güvence altına alınan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" haklarının korunması mümkün değildir. Alınan bir kararla binlerce kişinin dinlenebilmesi gibi sonuçlar da ortaya çıkabilir.
Yüksek Yargı kararlarına baktığımızda: Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, 29 Haziran 2004 tarihli bir kararında, hakkında soruşturma yapılan Yargıtay üyeleri ile ilgili olarak delillerin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi bir Yargıtay Daire Başkanı ile ilgili yaptığı ceza yargılaması sonucunda, 19.12.2012 tarih ve 2011/1 esas, 2012/1 sayılı kararında delillerin hukuka aykırı olması ve başka delil bulunmaması nedeni ile beraat kararı vermiştir.
Ceza yargılama yasaları insan hakları ile ilgilidir ve Ceza Kanunlarından önemlidir. İnsan haklarına ilişkin kurallar zorlanarak ihlal edilmemelidir. Bu ihlallerin sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında görülebilir.
Somut olayda, sanıklar ..., ... ve ... hakkında iletişim tespit kararı alınmış değildir. Sanıklar hakkında diğer sanıklarla ilgili iletişim tespit kararı ile elde edilen deliller dışında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkûmiyetlerine yeterli delil yoktur. Bu nedenle sözü edilen sanıklardan ... hakkında beraat kararı verilmesi, sanıklar ... ve ... hakkında ise aracında ele geçen uyuşturucu madde nedeniyle kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın çoğunluğun sözü edilen sanıklardan ... ile ilgili hükmün bozulması yönündeki kararına ve sanıklar ... ve ..."nin suç vasfına ilişkin kararına katılmıyoruz.