Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/8 Esas 2021/5079 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/8
Karar No: 2021/5079
Karar Tarihi: 21.06.2021

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/8 Esas 2021/5079 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, Kazakistan'da çalışan Türk uyruklu bir kişinin inşaat sırasında yüksekten düşerek ölmesi olayıyla ilgili yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı bozdu. Kararda, Türk vatandaşının yabancı ülkede işlediği ve Türkiye'de cezalandırılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerektiği, ayrıca taksirle ölüme sebebiyet vermenin cezasının Türk Ceza Kanunu'nun 85/1 maddesi uyarınca 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası olduğu belirtildi. Kanun yararına bozma talebine atfen verilen kararda, eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın yerinde görülmediği ifade edildi.
Kanun Maddeleri:
- 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi
- 5271 sayılı Kanunun 170/2. maddesi
- 5271 sayılı Kanunun 172. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 11. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 85/1. maddesi
12. Ceza Dairesi         2021/8 E.  ,  2021/5079 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
    Karar Tarihi :03.11.2016

    Taksirle öldürme suçundan şüpheli ...İnşaat firma yetkilileri hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli ve 2014/2250 soruşturma, 2015/1812 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/11/2016 tarihli ve 2016/1986 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Dosya kapsamına göre, ölen hakkında Kazakistan Adli Tıp Merkezince otopsi işlemi yapılarak 17/10/2014 tarihli ve 1680 sayılı raporun tanzim edildiği, söz konusu raporda, cesedin adli tıp muayenesi sırasında bedensel yaralanmalarının tespit edildiği ve muhtemelen oldukça büyük yükseklikten düşmesi sonucu oluştuğu, 07/10/2015 tarihli ve 4012 karar numaralı Adli Tıp Kurumu raporunda ise iç kanama sonucu öldüğünün tespit edildiği, Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/2250 soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma neticesinde, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85/1. maddesinde düzenlenen taksirle ölüme sebebiyet verme suçuna temas ettiği, anılan Kanunun 13. maddesinde "Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır" hükmünde belirtilen katolog suçlar içerisinde taksirle öldürme suçunun belirtilmediği ve suç yerinin Kazakistan ülkesi olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
    Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 11. maddesindeki ""(1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye"de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye"de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır."" ve aynı Kanun"un 85. naddesindeki ""(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."" hükümler uyarınca, somut olayda ölenin Kazakistan"da ...İnşaat firmasında çalıştığı, çalışma esnasında düşerek öldüğü, şüphelilerin de Türkiye"de bulunması halinin mevcut olabileceği ve söz konusu eylem nedeniyle Kazakistan"da hüküm verilip verilmediğinin tespit edilmesinin gerektiği bu nedenle toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 16/11/2020 gün ve 94660652-105-06-7447-2020-Kyb sayılı sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2020 gün ve 2020/105057 sayılı tebliğnamesi ile ihbar ve dava evrakı daireye tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kazakistan ülkesinde bulunan ...İnşaat isimli firmada işçi olarak çalışan Türk uyruklu ... 16/10/2014 günü inşatta yüksekten düşmesi sonucu meydana gelen ve Kazakistan tarafından tanzim edilen 17/10/2014 tarihli ölüm belgesinde ..."ın ölüm sebebinin "yaşam ile bağdaşmayan travma, iskelet kemiklerinin kırılması, iç organlarının zedelenmesi, baş ve göğüs kafesi künt travması olarak"" olarak belirlendiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu"nun 07/10/2015 tarihli raporunda ise "genel beden travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları, çok sayıda kot ve omur kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu"" öldüğü tespit edildiği olayda, Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı TCK"nın 13. maddesinde belirtilen katolog suçlar içerisinde taksirle öldürme suçunun belirtilmediği ve suç yerinin Kazakistan ülkesi olduğu gerekçesiyle 16/11/2015 tarihli ve 2014/2250 soruşturma, 2015/1812 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı müşteki vekili tarafından itiraz edildiği ve Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği 03/11/2016 tarihli ve 2016/1986 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiş ise de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 11. maddesindeki "" (1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye"de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye"de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır."" ve aynı Kanunun 85. naddesindeki ""(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."" hükümleri uyarınca, öncelikle şüphelinin Türk vatandaşı olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
    Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.11.2016 tarihli ve 2016/1986 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara