Esas No: 2015/2490
Karar No: 2015/4140
Karar Tarihi: 19.10.2015
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/2490 Esas 2015/4140 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
... Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 13.05.2014 tarihinde 2010/377 esas ve 2011/145 karar sayılı ek kararı ile verilen düşme kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 10.12.2014 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) ... Sulh Ceza Mahkemesi"nce 27.01.2011 tarihinde 2010/377 esas ve 2011/145 karar sayılı ile verilen, sanık ..."ın 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. ve 6. fıkraları uyarınca 6000 TL adli para cezası ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
b) İnfaz aşamasında, .... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce sanığın tedbire uyduğunun bildirilmesi üzerine, Mahkemesince 13.05.2014 tarihinde 2010/377 esas ve 2011/145 karar sayı ek kararı ile sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası uyarınca düşürülmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, « 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvuru yapılacak merci, başvuru şekli ve süresinin açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmektedir.
Sanığın yokluğunda verilen incelemeye konu hükmün gereken tüm hususlar yazılarak sanığa tebliğ edilmesinin gerektiği, tebliğin bulunmaması nedeniyle kararın kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında; yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın Mahkemesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.